Wednesday, December 14, 2016

#Startup #TV #Martin Freeman #AdamBrody #OtmaraMarrero #EdiGathegi #JocelinDonahue

Startup

Bir iş nasıl başlar? Gerçekten biliyor musunuz? Fikri bulan mı? Fikri uygulamaya geçiren mi? İçimizden geçenlerle yapmamız gerekenler?
Hepsi bu mu? dediğimiz anlar...
Her bölümde bir sonrakinde ne olacak dediğiniz bir dizi.
Her karakterle bir bağ kuracaksınız.
Ben olsam yapar mıydım dediğniz anlar olacak.

İzlenmesi gereken bir dizi.

+13








































"This gritty drama follows unlikely tech entrepreneurs behind a brilliant idea, and a powerful FBI agent ("Sherlock" star Martin Freeman) who can make or break those he comes in contact with -- not always for the right reasons. Set in Miami, Izzy Morales creates a revolutionary, unregulated digital currency called GenCoin. A young banker named Andy decides to partner with Izzy, infusing the project with cash that Andy's father is desperate to conceal. The trio ends up on the radar of FBI Financial Crimes Agent Phil Rask, who is on Andy's trail."


http://www.imdb.com

https://en.wikipedia.org

http://variety.com

https://www.rottentomatoes.com


Martin Freeman as Phil Rask, an FBI Agent

"Martin John Christopher Freeman is an English actor, who became known for portraying Tim Canterbury in the original UK version of sitcom mockumentary The Office, Dr. John Watson in the British crime ... Wikipedia
Born: September 8, 1971 (age 45), Aldershot, United KingdomHeight: 1.69 m
Partner: Amanda Abbington (2000–)
Siblings: Tim Freeman, Jamie Freeman, Benedict Freeman, Laura FreemanChildren: Grace Freeman, Joe Freeman"







































Adam Brody as Nick Talman

"Adam Jared Brody is an American, writer and musician. He is best known for his role as Seth Cohen on The O.C.. Brody has appeared in the films Mr. & Mrs. Smith, Thank You for Smoking, Jennifer's Body, In the Land of Women, Cop Out, and Scream 4. Wikipedia
Born: December 15, 1979 (age 36), San Diego, California, United StatesSpouse: Leighton Meester (m. 2014)
Children: Arlo Day BrodyMusic group: Big JapanEducation: Wangenheim Middle School, Community college, Scripps Ranch High School"








Edi Gathegi as Ronald Dacey

"Edi Mue Gathegi is a Kenyan American film, stage and television actor. He appeared as recurring character Dr. Jeffrey Cole in the television series House, as Cheese in the 2007 film Gone Baby Gone and ... Wikipedia
Born: March 10, 1979 (age 37), Nairobi, KenyaHeight: 1.85 m
Nationality: American
Parents: John N' GathegiTV shows: Family Tools, Justified, Proof"








Otmara Marrero as Izzy Morales

































Jocelin Donahue as Maddie Pierce

"Jocelin Donahue is an American actress. She is best known for her lead role in Ti West's critically acclaimed horror film The House of the Devil, winning Best Actress at the 2009 LA Screamfest. Wikipedia

Born: November 8, 1981 (age 35), Bristol, Connecticut, United States
Height: 1.63 m
Spouse: Greg Santos
Education: New York University"
























Ashley Hinshaw as Taylor


"Ashley Grace was born on December 11, 1988 in La Porte, Indiana, USA. She is an actress, known for Chronicle (2012), True Detective (2014) and LOL (2012). She has been married to Topher Grace since May 29, 2016." bio imdb

















Saturday, December 3, 2016

#SimonedeBeauvoir #Aşk #love #sevgi #sevgili

Simone de Beauvoir'a göre birlikte olacağınız 9 insan tipi


"Feminist teorileri ve varoluşçu felsefesi ile ün kazanan Beauvoir, Sorbonne’dan mezun olan ilk kadın. Bir çok kişi onu Paris entelektüel camiasına katkılarından ve Jean Paul Sartre’la olan ilişkisinden dolayı biliyor. Birlikte olacağınız 9 farklı insan tipi hakkında yaptığı mükemmel tanımlar ise çok az insan tarafından biliniyor."
"Belirsizlik Ahlakı Üzerine adlı kitabının ikinci bölümünde Beauvoir, çocukluktan uzaklaştıkça insanların hayata karşı takındıkları benzer tavırları anlatıyor."
Not: Burada sadece yazının merak uyandıracak kadar kısmı vardır.
Yazının tamamı için: http://www.dusunbil.com/simone-de-beauvoira-gore-birlikte-olacaginiz-9-insan-tipi/
Yazının orjinali: http://www.huffingtonpost.com/entry/the-9-people-youll-date-according-to-simone-de-beauvoir

Pasif


“Bir şey olduğu yok; hiçbir şey arzuya veya çabaya değmez.”

Tehlike Faktörü: Düşük. Böyle birini kilometrelerce öteden farkedersiniz.


Ciddi


“Ciddi insan, özgürlüğü mutlak değerlere tabi kılarak ondan kurtulur.”

Tehlike Faktörü: Orta. Eğer siz de benzer değerlere sahipseniz sorun çıkmayacaktır.


Tutkulu


“Hayatı boyunca onu es geçen, dışsal bir nesneye bağlı olan kişi bağımlılığını trajik biçimde hisseder.”

Tehlike Faktörü: Orta. Yoğun yaz romantizmi için ideal –tabii, hayatınızın en büyük ayrılık kavgasının yaratacağı duygusal yıkıntıyla başa çıkabilecekseniz!

Nihilist


“Herhangi bir şey olamayacağının farkında olan kişi hiçbir şey olmamaya karar verir.”

Tehlike Faktörü: Yüksek. Pasifin aksine, Nihilistler bir köşede oturup surat asmakla yetinmezler. Hayatın anlamsız olduğunu herkese kanıtlamak zorundadırlar. “Eğer o hiçbir şey olmaya karar verdiyse, tüm insanlığın da yok olmasını bekler,” diye uyarıyor Beauvoir.

Şeytani


“Çocukluğun , toplumun yahut Kilise’nin değerlerini inatla sürdürür ki bunları hor da görebilsin.”

Tehlike Faktörü: Düşük. Çoklu kişilikleri, meraklı Melahatleri baştan çıkarabilir fakat yine de fark etmesikolay.

Maceraperest

“ Büyük bir hevesle kendini keşfin, aşkın, politikanın, savaşın vaatlerine doğru yöneltir. Ama kendini, yaptığı şeyin sonuçlarına değil; yalnızca zaferine bağlar.”

Tehlike Faktörü: Yüksek. Baştan çıkarıcı, idealist aforizmalar kullanarak, Maceraperest, kendi kuralsız, bohem yaşam tarzını güzelleyen her türlü kötülüğü savunacaktır. Nihilizme ne kadar yakın olduğunu farkettiğinde ya size duygusal olarak bağımlı olacaktır yada başka bir maceraya yelken açacaktır.

Eleştirmen

“Topyeküm hakikat adına, insan tarafından ortaya atılan gerekli kısmi gerçekleri anlar, kontrol eder ve reddeder.”

Tehlike Faktörü: Düşük. Özel bir çekicilikleri yok ama rahatsız edici de değiller. Sürekli fikir değiştirmeleri zamanla sıkıcı olabilir.

(Kendi deneyimlere göre; Bu tip sizi sürekli eksik ve hatalı hissettirecektir. Yaptıklarınızı sürekli sorgulayan birisinin çevrenizde olması, sizi sadece daha fazla yanlış yaptırır. Bir süre sonra "ben bu değilim" diyeceksiniz. Bu döngüye girmeyin. Uzun soluklu bir ilişkide kim olduğunuzu kaybedebilirsiniz. Ülkemizde fazlasıyla bulunan hem erkek, hem de kadın tipidir. "Ben ne yapıyorum ki. Sadece fikrimi söyledim. bu kadar alınmana gerek yok" sık duyacağınız, ilişkide sizi yaralayacak ince bıçak kesikleridir. İnanın daha iyisine layıksınız. Kaçın. Ve arkanıza bile bakmayın.)

Sanatçı

“Varoluşa dikkat çekip, onu sonsuz hale getirmeye çalışırlar.”

Tehlike Faktörü: Orta. Suluboyanın sizi nasıl varoluş problemlerinden uzaklaştıracağını anlayamayabilirsiniz… Ta ki asla onların gerçek saplantısı olan sanata ulaşamayacağınızı fark edene dek.

Özgür


“İnsan, varlığı hakkındaki yargılara ancak diğer insanların varlığı sayesinde ulaşabilir.”

Bu Özgür insan tipinin varlığı tartışmalı. “Kendi özgürlüğünü istemek, başkalarının da özgürlüğünü istemektir,”


Yazar: Colton Valentine
Yazarın diğer yazıları için: http://www.huffingtonpost.com/author/colton-valentine
http://www.huffingtonpost.com/author/colton-valentine

Çeviri: Şebnem Ertan (Çeviri için teşekkürler)
Kaynak: The Huffington Post


ŞEBNEM ERTAN

ODTÜ Felsefe bölümü öğrencisiyim. Ankara’da doğdum. Küçük yaşlarda başlayan kitaplarla samimiyetim beni her zaman daha çok okumaya ve yazmaya yöneltti. Mezun olduktan sonra küçük bir sahaf açıp bir yandan da felsefi metin çevirileri yapmanın hayallerini kuruyorum. Japon kültürüne büyük bir hayranlık ve saygı duyuyorum. Bir ağacın tepesine çıkıp, kitap okumayı da pek severim.
http://www.dusunbil.com/

Saturday, November 26, 2016

#HumanZoos #Human #Zoos #Pygmies ( #Bushmen ) at the #Folies #Bergère in #Paris

Human Zoos


"Human beings on display in zoos: this was the public entertainment provided by certain late 19th century societies, at a time when racial stereotyping was not called into question.

Paris, 1889. The City of Light was celebrating 100 years of “liberty, equality and fraternity.” In addition to the brand-new Eiffel Tower, the other main attraction that awaited the 28 million visitors to the Universal Exposition that year was a “Negro Village” with 400 African inhabitants, exhibited among the colonial pavilions on the Esplanade des Invalides. For the past decade, such native villages had been a feature of most international fairs, and the practice would continue well into the 20th century."





Saturday, November 19, 2016

#Kore #koreliarkadas #dost #arkadas

#Kore #Koreliarkadas


Türkiye hakkında yabancıların ne düşündüğünü sempatik bir kızdan dinlemek istiyorsanız; aynı zamanda yabancı kültürleri tanımak istiyorsanız, özellikle Kore Kültürünü, mutlaka izlemeniz gereken videolar #koreliarkadas youtube sitesinde mevcut.

Videoları izledikçe Kore'yi mutlaka görmeliyim diyorsunuz.


https://www.facebook.com/koreliarkadas/

https://www.youtube.com

https://www.instagram.com


Not: Canınız sıkkınsa da çok iyi geliyor. :)



Mutlaka videoları izleyin :)

Friday, November 18, 2016

#turizm #ada #otel #Türkiye #Bozcaada

Adalar ve işletilmesi


Ayşe Özyılmazel'in #Bozcadabizim dedik kazandık! (bozcaada bizim dedik kazandik) yazısını okurken aklımdan ilk geçen adalarımızın her biri neden tek bir otel gibi değerlendirilmez oldu. Şöyle ki, adalar genellikle alan olarak sınırlı mekanlar. Bu mekanlardan tam olarak yararlanmak ancak devlet destekli projelerle mümkün olur. Devlet'e ait en ufak adadan en büyüğüne kadar devlet adaların tamamını bireysel projelere kapatmalı. Herbir ada için tam bir düzenleme içeren proje yarışmaları açılmalı. Projeler içerik olarak ada girişinden başlayıp, adada kalıncak otel konumlarına, plajlara hatta banklara, tuvaletlere kadar ada üstünde bulunan her şeyi kapsamalı. Adadaki mevcut evlerin nasıl elden geçirileceği, ne renk olacakları, balkonları ve pencerelerinin nasıl olacağı da bu proje kapsamına dahil edilmeli.

Nasıl olur?
Adanın girişi olan vapur limanını kesinlikle otelin girişi olarak düşünmeliyiz. Bu girişten gelenler öncelikle kalacakları mekanlarla diyalog kurucakları kişilere (resepsiyon personeline) ulaşmalılar. Bu personeller adadaki uygun konaklama imkanlarını gelenlere anlatmalı ve onların yerleşimini sağlamalılar.

Neden bunları anlatıyorum? Aslında hepimizin bildiği otel prosedürünü ada için gözünüzde canladırmanız lazım. Adalar turistik mekanlar. Her önüne gelenin istediği yapıyı yapması, kendi zevkine göre otelleri boyaması, evleri boyaması şu ana kadar zaten büyük problemler çıkardı. Tarihi olan bir çok yer, sit alanı olması gereken bir çok yer bu şekilde yok oldu gitti. 12 ay kullanılabilecek adalar basit bir kısır döngü içinde yaşıyorlar.

Adalar deyince kesinlikle sadece marmaradaki adalar düşünülmemeli. İlk etapta adalara uygulanan bu projeler ülkemizin sahip olduğu turistik yarım adalara da uygulanmalı.

Adalarda 12 veya 30 katlı oteller görmek ister miyiz? Kesinlikle hayır.
"Adamızın sokaklarında en salaş halimizle dolanmayı, tanımadıklarımızla selamlaşıp bir kadeh şarap içmeyi, yenilenmeyi, tazelenmeyi, güzel dostları, unutulmaz anıları, buz gibi ve mis gibi denizi, taptaze otlarla hazırlanmış yemekleri, bağ evlerinde yaptığımız o nefis kahvaltıları hangi lükse değişebiliriz ki biz..."yazının devamı için Ayşe Özyılmazel
Eğer adanın tamamı otel gibi düşünülürse adaya girdiğiniz andan itibaren temiz bir ev ortamının rahatıyla ve güveniyle karşılaşmış olursunuz. Her sokağı denetlenmiş. Kaldırımları, yolları temiz. Tek tek kalacak yer neresi, nerde yemek yerim diye düşünmeyeceğiniz; sadece rahatlayacağınız. Tatilinizin keyfini çıkaracağınız bir mekan.

Adadaki lokantalar ne olacak?
Gittiğiniz otellerde alakart restaurantlar yok mu? Her bir lokanta değerlemeye tabi tutulur. Denetlenir. Gerekli özellikleri (temizlik, güven, hizmet kalitesi) kazanmaları sağlanır. Bu kadar basit.

Oteller sistem olarak alakart restaurantlarla kordineli çalışacak. Zaten sistemimiz nedir?

Tüm ada tek bir oteldir. Bu nedenler adadaki mevcut konaklama tesisleri de gerekli düzenlemelerden sonra tek elden yönetilen ama farklı müşteriye hitap eden odalar gibi olacak. Otelin lüks odaları, ekonomik odaları gibi...

Bu şekilde bir tek otel için reklam yapmaktansa tek bir ada için reklam yapılacak. Belki de tek bir ada Venedik gibi çok popüler bir mekan haline kısa zamanda gelebilir.

Eğer Venedik'te isteyen istediği gibi otel yapabilseydi. Bir otel tamamen cam yüzeyli, bir kırmızı. :D
Gülünç. Düşünemiyorum bile böyle bir kaosu.
Peki neden Türkiye'de bu kaosa izin veriliyor?
Adalar kesinlikle tursitik mekanlardır. Ve ne kadar özgürlükçü olursanız olun. Ada gibi mekanlar devletin iyi niyeti haricinde birseysel çıkarlara teslim edilmemeli.
Birseysel çıkarlar Bozcada'da olduğu gibi "Sulubahçe"yi otel için, beach için ihaleye açar. Ağaçları keser. Kumsalı betonlaştırır. Kuşadası'ndaki Kadınlar Plajını bir düşünün. Daha bir çok örnek var.

Devlet ancak doğayı korumayı, adaları korumayı gerçekleştirebilir.
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü'nün kararıyla, Sulubahçe doğal sit alanı sayılıp ihaleye kapatıldı ve hiçbir yapılaşmaya izin verilmeyeceği açıklandı." yazının devamı için Ayşe Özyılmazel
Marmara'daki adalara bakın. Nasıl kullanıldıkları, ne kadar atıl halde olduklarına bakın.
Tek bir akılla yönetilseler adaların yat limanı olur, golf sahası olur. Eski tarihi binalar restore edilir. Çirkin kutular olan apartman yapılaşması son bulur.İstanbullunun tatil için ilk tercih ettiği mekanlar haline gelirler.
Bu değişimi devlet gerçekleştirirse adalarda yaşayan her birey kazançlı çıkar. Mevcut yapı turist kaçrmaktan (yerli ve yabancı) başka bir şey yapmıyor.
Yapılamaz mı?
İstanbul'daki üçüncü köprü de yapılamazdı. Havaalanı da yapılamazdı. Üstelik İstanbul'daki tüneller de gereksizdi.
Hıncal Uluç'un "Aspendos Türkiye'nin gururu olmalı" başlıklı yazısında;

"Alanya'dan başlayıp, Fethiye'ye kadar sahil yolu, Aspendos'un potansiyel konukları ile dolu.. Yüzlerce otel, tatil köyü ve pansiyon, yüz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Böyle bir ortamda, Aspendos gecelerinin karaborsaya düşmesi gerek. Oysa tiyatro nerdeyse boş ve Antalya'da kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Antalya'da yığınla, adı var, kendi yok "Turizm" derneği var.. Otelciler, Seyahat Acenteleri, falan filan.. Hepsi palavra.. Hiç biri Aspendos'un "Antalya Markası"na etki ve katkısının farkında değil."

"Alanya Fethiye hattındaki dev otel ve tatil köyleri yöneticilerinin de dünyadan haberi yok.. Böyle bir festival, ilan edilen tatil programı içinde değerlendirilmez mi?.
Adamlar, böyle olaylar için ülkelerine turlar düzenliyorlar. Biz Antalya'ya kadar gelmişleri, otobüse bindirip Aspendos'a götürmeyi beceremiyoruz.
Reklamlarımızda Aspendos'u pazarlamayı düşünemeyecek kadar vizyonsuzuz.
Neden?.
Antalya'nın da sahibi yok da ondan.. Bu ülkenin en büyük sorunu "Sahipsizlik" orada da geçerli.. Hadi yerel yönetimlerden hayır yok.
Ya gelecekleri Turizm ekonomisine bağlı otel ve tatil köyleri."

"Her 5 yıldızlık otel, 10 konuğunu getirse, Aspendos dolar. Ama kimsenin umurunda değil..
Ne turizm acenteleri, ne Kültür Bakanlığı ve onun Antalya temsilcileri, ne Antalya yerel yönetimi çözüm için hamle yapmıyor." yazının tamamı için Hıncal Uluç
Turistik yerlerin, mekanların nasıl heba edildiği, nasıl yanlış yönetildiğini anlatıyor.

Hıncal Uluç'un bir çok defa yazılarında değindiği konu turistik mekanlarda otarite boşluğundan başka bir şey değil. Proje üreten bir yönetime ihtiyaç var turistik mekanlarda.
Adalarda yapılmasını önerdiğim turistik mekanların devlet eliyle restore edilmesi, düzenlenmesi ve değerlendirilmesi, değerleri yok edilmeden kazançlı mekanlar haline getirilmesi.
Zaman aleyhimize işliyor. Adalara çakılan her çivi daha sonra sökmek zorunda olduğumuz ve daha fazla para harcayacağımız çirkin yapıları meydana getiriyor.
Venedik'i düşünün. Tropik tatil adalarını düşünün. Canları istediği gibi yapılar yapsalar orası şu andaki kadar popüler olur mu?

"Phuket"in Thailand'da olduğunu bilmeyen ama oraya gitmek isteyen
veya
"Bali" nin Endenozya'da olduğunu bilmeden oraya gitmek isteyen kaç kişi vardır.

Adalar ülkeden daha popülerler. Neden Bozcaada'da popüler bir tatil mekanı olmasın?
Neden Büyükada hayaliniz süsleyen bir tatil mekanı olmasın?



Not: Hıncal Uluç ve Ayşe Özyılmazel'in yazılarının tamamını okumanız yazılardan alınan parçalara farklı yorum yapılmaması ve anlam kayması olmaması için daha sağlıklı olur.




























Wednesday, November 9, 2016

#Compare #Countries #France and #Turkey compared: #Crime #stats

Country vs country: France and Turkey compared: Crime stats

Example of compare;




Compare Countries on Just about Anything!


NationMaster is where stats come alive! We are a massive central data source and a handy way to graphically compare nations.

NationMaster is a vast compilation of data from hundreds of sources. Using the forms below, you can get maps and graphs on all kinds of statistics with ease.

We want to be the web’s one-stop resource for country statistics on everything from obesity to murders.


Wednesday, September 21, 2016

#mrsix Mr Six #movie #film




Mr. Six

en.wikipedia
imdb
rottentomatoes
variety.com

(12 September 2015) Kendine özgü kuralları olan, idealleri için yaşayan bir adam olarak Mr. Six karşımıza çıkıyor. Bir dövüş filmi bekleyenler yanılır. Daha çok modern bir sokaka hayatına ve sokak arasında kalmış "insan" hayatına bakış belgeseli. Film içinde Mr. Six ve oğlu bunu açıkça konuşuyorlar. Mr. Six oğluna, sizi ne eğlendirir? neye önem verirsiniz? diye soruyor.
Filmin müzikleri gerçekten çok iyi.
Garip gelecek ama yer yer Mr. Six'i "Eşkiya" (1996) filmindeki Şener Şen'e benzettim. Duruşu. Az konuşması. Kendine göre olan kuralları. idealleri için yaşaması ve ölmesi. Şener Şen aynı karakteri "Kabadayı" (2007) filminde de canladırmıştı.

Mr. Six'in "değer"lerine dikkat etmelisiniz.
Drama olduğunu unutmazsanız sıkılmadan izleyeceğiniz bir film.
Not: Jenerik geçerken film devam ediyor. Jeneriği mutlaka izleyin.

Feng Xiaogang as Mr. Six
Zhang Hanyu as Mensan'er (Scrapper)
Xu Qing as Hua Xiazi
Li Yifeng as Xiaobo (Mr. Six's son)
Kris Wu as Xiaofei
Liu Hua as Dengzhao'er (Lampshade)
Liang Jing as Dengzhao'er's wife
Congo Pax
Yu Hewei
Lian Yiming
Shang Yuxian
Zhang Yi
Zhang Yishan
Ning Hao
Wang Junkai
Roy Wang
Jackson Yi







Tuesday, September 20, 2016

#icerde #gangrelated #InfernalAffairs #TheDeparted

içerde


Çetin Tekindor, Mustafa Uğurlu, Çağatay Ulusoy, Aras Bulut İynemli, Bensu Soral gibi oyuncuların yer aldığı yeni dizi klasik bir konu işliyor. Aynı konu daha önce bir çok filmde de işlenmiş.

Dizi hakkında daha ayrıntılı bilgi için Wiki ve Ay Yapım 


Dizi yapımcısına bir tavsiye vermek istiyorum.
Bu şekildeki en farklı işlenmiş dizilerden biri Gang Related dizisidir. Eğer diziyi izlerseniz mutlaka sizi kısır döngüden kurtarır ve daha önceki dizilerde de yapılmış bir çok klişelere renk getirmenizi sağlayabilir. Gang Related dizisinde Türk TV izleyicisinin hoşuna gidecek aksiyon sahneleri fazlasıyla var. 2 saatlik bir dizi yapacağınıza göre diziyi zaten var olan Poyraz Karayel versiyonundan farklılaştırmanız gerek. Kurtlar Vadisi 'ni de tekrarlayacak haliniz yok. Eskiya Dünyaya Hükümdar Olmaz zaten açık olan boşluğu fazlasıyla doldurmuş durumda.

İçerde dizisi başlangıcıyla The Departed (2006) filminin dizileştirilmiş hali olduğunun fazlasıyla sinyallerini verdi.

15 things you probably didnt know about the departed


Oyuncular kaliteli olabilir. Konu da çokça işlenmiş sağlam bir konu olabilir. Ama farklılık yaratın. Tekrar olmayın. Gang Related örneğini size vererek onun bir kopyası haline gelin demiyorum. Böyle gerçekçi ve bol aksiyonlu bir versiyonu da var bu dizilerin diyorum. Kolaya kaçıp aşk dizisine döndürmeyin. Oyuncular bile diziyi kurtaramayabilir.

Üstelik The Departed bile 2002 Hong Kong action movie Infernal Affairs filminin kötü bir kopyası.

imdb Infernal Affairs I

imdb Infernal Affairs II

imdb Infernal Affairs III





Gang Related

Beyazperde

imdb

wikipedia

facebook.com - GangRelated





Wednesday, September 14, 2016

#incirreceli #isildemirel


İncir Reçeli – Işıl Demirel


- IŞIL DEMİREL · EYLÜL 13, 2016

"Gün be gün azalırken, toplumun kültürünü koruma refleksinin en büyük düşmanı da karışık evlilikler olsa gerek. Bir çokları için tahmin ederim ki bu korkulu bir rüyadır en azından işin başında. Ama ne kadar korksak da kaçınılmaz bir şekilde hayatın doğal akışı içinde artık “normalleşti” bu durum. Karışık evlilikler ile ilgili en çok korkulanlardan biri de kültür kaybı belki de. Bizim adetlerimiz, bizim geleneklerimiz, bizim yemeklerimiz, bizim dilimiz ne olacak korkusu. Sonraki kuşaklara hangileri, hangi aileden seçilenler aktarılacak ve ne kadarı aktarılacak? Tüm bu sorular akılda sürüp giderken, hayatın kendi akışı içinde, su akıyor ve kendi yolunu buluyor. Bir karışık evlilik çocuğu olarak madalyonun bir de bu yüzünü anlatmak istedim."


http://www.avlaremoz.com/2016/09/13/incir-receli-isil-demirel/

Wednesday, August 24, 2016

#Türkiye yi birçok Türk'ten daha iyi anlayan ve anlatan #Danimarkalı kız!




Türkiye'yi birçok Türk'ten daha iyi anlayan ve anlatan Danimarkalı kız!


Published on Mar 4, 2016

"Danimarkalı genç kızın gözünden Türkiye! Keşke biz de ülkemizi bu kadar eğlenceli ve doğru anlatabilsek de ülkemizi seven yabancıların sayısı artsa!"

Tuesday, August 23, 2016

The Rise and Fall of an All-American #Catchphrase: 'Free, White, and 21

The Rise and Fall of an All-American Catchphrase: 'Free, White, and 21'



"She was a young society woman. He was an enigmatic stranger. They’d just met at a speakeasy and as dusk set in were parked lakeside in his roadster to get better acquainted.
“You mind if we stay here a while,” he asked, “or must you go home?”
She pulled back, eyes wide, insulted.

“There are no musts in my life,” she said, “I’m free, white, and 21.”
Poor choice of words, but only because the guy was a fugitive from a chain gang. It’s right there in the title of the movie: I Am a Fugitive from a Chain Gang (1932). Otherwise, neither he nor the assumed audience would have thought much more of the expression. It was a catchphrase of the decade, as blandly ubiquitous as any modern meme: a way for white America to check its own privilege and feel exhilarated rather than finding fault."

Andrew Heisel is a writer living in New Haven, CT. Follow him @andyheisel.

Images from MGM, the Chicago Defender, the New York Times, American International Pictures. Video by Andrew Heisel

Wednesday, August 17, 2016

#movie #film listesi #felsefe by Doçent Dr. Cetin Turkyilmaz

film listesi


Film listesi linki.


"Derslerimde, bazen, izlediğim çeşitli filmlerden örnekler veriyorum. Örnek verdiğim filmler de dahil olmak üzere aşağıdaki gibi bir liste hazırladım. Tabii bazı filmleri, bilerek buraya yazmadım. Pasolini ve Lars von Trier'in izlemiş olduğum filmlerini, bu filmler baştan sona izlenmesi çok güç olduğu için listeye dahil etmedim. Listedekiler izlerken etkilendiğim filmler; kendimi kırk filmle sınırlandırmak istediğimden birçok filmi de gözardı etmek zorunda kaldım. Mesela Oliver Stone'un Katil Doğanlar'ını; B. Singer'ın Olağan Şüpheliler'ini. Bu listede biraz kendimi Amerikan ve Avrupa filmlerine sınırladım; bütünüyle değil tabii. Belki birileri de Türk sineması dahil olmak üzere bir dünya sineması listesi hazırlar. Bu da bir tercih."
Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde Doçent Dr. Çetin Türkyılmaz

Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde Doçent Dr. Çalışma alanları Herakleitos, Platon, Aristoteles, Helen-Roma Felsefesi, Yeni Platoncu Gelenek, Spinoza, Leibniz Kant, Hegel, Marx, Nietzsche, Kierkegaard, Heidegger, Wittgenstein, Foucault, Derrida, Badiou

#movie #film En Az 1 Yıllık Film İhtiyacınızı Karşılayabilecek Düzeyde Bir Felsefi Filmler Dizini - Ekşi Şeyler

En Az 1 Yıllık Film İhtiyacınızı Karşılayabilecek Düzeyde Bir Felsefi Filmler Dizini - Ekşi Şeyler:



En Az 1 Yıllık Film İhtiyacınızı Karşılayabilecek Düzeyde Bir Felsefi Filmler Dizini - Ekşi Şeyler:

"Santiago Canyon College felsefe bölümünden Brandon Rickabaugh adlı birinin hazırladığı harika listeyi Sözlük yazarı ''illet'' aktarmış."
Brandon Rickabaugh; brickabaugh


'via Blog this'

Bir diğer liste:

film listesi #felsefe by Doçent Dr. Cetin Turkyilmaz
Brandon Rickabaugh felsefi film listesi
From eksisozluk - film listesi

Sunday, August 14, 2016

Burası bizim de ülkemiz - #Sabah #Türkiye

Burası bizim de ülkemiz - Pazar Sabah Haberleri:


Burası bizim de ülkemiz - Pazar Sabah Haberleri:



'via Blog this'



"Türk milleti her zaman birdir ve hümanist düşüncelere sahiptir. Bu ülke için hayatını veren tüm şehitler, tanımadığı, bilmediği dostları ve kardeşleri için hayatlarını feda etmeye hazırdı, özgürlük ve demokrasi için en büyük fedakarlığı yaptılar. Allah rahmet eylesin."
Allen Hulsey/ABD'li müziyen

Burası bizim de ülkemiz - #Sabah #Türkiye

Friday, March 25, 2016

#eğitim #kadın #gelecek #metro da #oku


Kadın, eğitim, gelecek


















Bazen bir şey yazmanıza gerek yoktur.

Key words: Kadın, Gelecek, Çocuk, Eğitim, Anne, Nesil



Kadınlara kendini savuma dersleri

Nasıl bir medya istersiniz? ****



Thursday, March 24, 2016

İki Teker Dünyasının En Sevilen Motorcuları ve Onların Seyahatleri - Dikkat! Örnek Alınabilecek Davranışlar! - Ofpof

İki Teker Dünyasının En Sevilen Motorcuları ve Onların Seyahatleri - Dikkat! Örnek Alınabilecek Davranışlar! - Ofpof:



'via Blog this'



Gönderiye sayfaki yorumlar: 

"Bulent Kocoglu ·
AnkaraBu listede yer alan Levent Koçoğlu bizzat öz be öz kardeşim olur. Bunun çıktığı tur hüsranla bitti. 1- Seyahatinden psikolojik/psikiatrik travmalarla döndü. Seyahat süresince yaşadığı yalnızlıklar , geride kalanların ona düşman olduğu , sevmediği, tuzak kurdukları gibi bir düşüncelerle geldi..
2- Yanlış ve abartılı şeyler yazdı, gördüklerini , yaşadıklarını yalın bir şekilde yazmadı. Zorlu bir etapları geçemeyeceğini anladığında ve kamyon sırtında bu etapları geçti, ama bunu aman ha .. gizledi.
3-İşte benim hiç sponsorum yok , kendi gücümle bu tura çıktım vs.vs . nutukları attı. Ama, 1. madde tespitindeki birileri yolda harcaması için western union la gönderiği dolarları söylemedi. Biriside çıkıp, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormadı.
4-Motorunun üzerine güncel isimleri .Ne bileyim tecavüz magduru kadınları, ölen veya öldürülen motorsiklet gezgincilerini yazdı. Sonra akşam restauranta oturup 200 dolarlık şarabın dibine vurdu.. Halbuki ,bu para ile,bu ismini yazdığın insanların ailelerine maddi yardımda bulunabilirdi.
5- Siyasi konulara girdi,Seçim zamanı geldiğinde , ben teee oralardan oy atmak için geldim , nutukları , söylemlerinde bulundu,Ama, seçim günü pazar sabahı oyunu kullanmadan uçağa atladı gitti . EĞER BÖYLE TURA ÇIKACAKSANIZ ÇIKMAYIN , KENDİNİZİDE AİLENİZİDE REZİL ETMEYİN
Beğen · Yanıtla · 6 saat
Melih Demir ·
LİDYA KONSERVECİLİK'Da çalışıyor
diğerleri tamam da Tolga Başol sadece kendine süren biri.
Beğen · Yanıtla · 8 saat
Mustafa Sakallı ·
Siperlik'Da Arge MühendisiKTS 6 numarada olsa da gönüllerde hep 1 numara"

Baraj Göllerinin Altında Kalan 12 Batık Şehir | Neredekal.com

Baraj Göllerinin Altında Kalan 12 Batık Şehir | Neredekal.com:



'via Blog this'



Doğal olaylardan dolayı su altında kalan antik şehirler bir yana dursun insan eliyle batırılan şehirler son dönemlerde iyice artıyor. Türkiye nehirler ve ırmaklar yönünden zengin bir coğrafyaya sahip. Bu nehirlerin sularını hem tarımsal faaliyetlerde hem de enerji üretiminde kullanabilmek için yapılan barajların bulunduğu yerlerdeki köyler ve antik şehirler suların altında kalmaya devam ediyor. Sular altında kalarak yok olan bu şehirler bir yerde içimizi sızlatsa da bir yerde turizme kattığı hareketlilikle yıl boyunca ziyaret ediliyor.

Monday, March 21, 2016

Antropoloji okumak, antropolog olmak | About ethnography, research & insight

Antropoloji okumak, antropolog olmak | About ethnography, research & insight: " Antropoloji eğitimi gören kişilerin kafalarındaki en önemli soru, iş hayatında bu formasyonlarını nasıl kullanacaklarıdır. Çok az antropolog aldığı eğitimle paralel işlerde çalışabilme şansına sahiptir. Bundan dolayı akademisyenlik antropologların formasyonlarını kullanabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri “vaha” olarak görülür. Daha doğrusu, görülürdü. Bilimsel araştırmanın yapılabildiği yegane vahalar akademiydi. Fakat, son yıllarda bir çok şey değişti."


'via Blog this'



"Ayağı çamurlu olan bir antropolog yazmasını bilmiyorsa, ayağındaki çamur sadece üstüne başına dikkat etmeyen hırpane bir turistin üzerindeki pisliktir. Bu çamuru akademik formasyona büründürmek ancak ve ancak çok sağlam bir yazma yeteneği ile mümkündür. Bu konuyla ilgili daha sonra başka bir yazı daha hazırlayacağım."
Yrd. Doç. Dr. Özgür Dirim Özkan

Monday, March 14, 2016

#NurgülYesilcay #ErkanPetekkaya #Paramparca

#NurgülYesilcay #ErkanPetekkaya #Paramparca




Source: www.sabah.com.tr/magazin (Yazının tamamını okuyun)

Erkan Petekkaya'dan Nurgül Yeşilçay'a çok sert cevap

Giriş Tarihi: 14.3.2016 09:52 Güncelleme Tarihi: 14.3.2016 13:59

Oyuncu Erkan Petekkaya, Nurgül Yeşilçay'ın 'Mobbing' iddiaları üzerine çok sert bir açıklama yaptı.


Sosyal medyadan açıklama yapan Petekkaya şunları yazdı;

"Nurgül Yeşilçay'ın açıklaması üzerine zorunlu açıklamam: Her kelimesi düşünülmüş, tasarlanmış, Türk insanın yumuşak karnı neresi ise oradan vurmayı hedeflemiş yalan ve iftiralarla dolu röportajı okudum. Erkekliğimi bugüne kadar kimse üzerinden taçlandırmadığım gibi, taçlanacak durumun 'cinsiyet' değil 'insanlık' olduğuna inananlardanım.
Set ortamında kadın erkek yoktur 'oyuncu' vardır. Ama her şeyden öte olunması gereken şey, 'insan'dır. Mertlik de, 52 bölüm sonra diziden disiplinsizlikleri ve çirkin davranışları sebebiyle gönderildiğinde, beyaz gömleğini giyip, 'bu adam bana mobing uyguladı'dan başlayıp, laf aralarında dizinin reytinginin düştüğünün altını çizip, 11 yaşında erkek çocuğu annesi olmasından bağlayıp, sonucunda da 'aslında bana asıldı da ben yüz vermedim' imasına vardırmak ve tamamen kendisinden kaynaklı ayarsızlıklarını bir kadın hareketine dönüştürmek çabası değildir.
Bunlar diziden kovulduğu için sektör içinde yaşadığı hezimetin hastalıklı dışa vurumundan başka bir şey değildir. Ayrıca kadın erkek fark etmez benim de 12 yaşımda pırlanta gibi bir oğlum olduğunu, müthiş hassas ve düşünceli insan kisvesi imajına bürünmüş, demogojiler ve yalanlar üstünden kadınlığını kullanarak prim yapmaya çalışan bu insana hatırlatırım. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yaşananların şahitleri zaten konuşacak ve gerçek gün yüzüne çıkacak.
Kendimden emin olduğum için içim çok rahat. (Ayrıca şu an çalıştığım yapım firması Endemol Shine Türkiye ve oyuncu arkadaşlarım dışında, daha önce çalıştığım oyuncu arkadaşlarıma mesela Hatice Şendil'e, 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' adlı dizide oynadığım Ayça Bingöl'e, o dizinin kadın yönetmeni Zeynep Günay Tan'a, aynı tastan çorba içtiğimiz tüm set çalışanlarına, bugüne kadar çalıştığım yapımcı firma sahiplerine fikirlerini sorduğunuzda benim sektördeki duruşumu size anlatacaklardır.
Denize düşmüş yılana sarılmış Nurgül Yeşilçay'ın çirkef ve yalan sözleri ile beni yargılamayın. Emin olun gerçeği göreceksiniz).


Source: www.hurriyet.com.tr/erkan-petekkaya (Yazının tamamını okuyun)


'Erkan Petekkaya sette bana mobbing uyguladı' diyen Nurgül Yeşilçay'a Paramparça'nın yapımcısından cevap

Oyuncu Erkan Petekkaya'nın, Nurgül Yeşilçay'ın 'Paramparça' dizisinden ayrılmasıyla ilgili "Gerçek o kadar kötü ki...Anlatsam yer yerinden oynar" demesi ortalığı karıştırmıştı. Ayşe Arman'a konuşan Yeşilçay ise Erkan Petekkaya'nın kendise mobbing uyguladığını, yönetmenin ve yapımcının da buna ses çıkarmadığını söyledi.

13 Mart 2016 - 11:44:00


Nurgül yeşilçay'ın bu iddialarının ardından dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye bir açıklama yaptı:


Paramparça’ dizimizin 52 bölüm boyunca Erkan Petekkaya ile başrollerini paylaşan Nurgül Yeşilçay’ın, medya aracılığıyla yaptığı açıklamaları üzülerek takip etmekteyiz.
Her iki değerli sanatçımız da, ülkemizin yanında, uluslararası yayın kuruluşlarında da yüksek izlenme oranlarına ulaşan dizimizin başarısında yüksek paya sahiplerdir. Fakat burada asıl pay, gece gündüz demeden olağanüstü bir emek ve özveri ile çalışan, set işçisinden yönetmenine büyük ekip ruhundadır.
Türkiye’de 57. bölümü yayınlanan, dünyada onlarca ülkeye satışı gerçekleştirilen ve her gün yeni ülkelerde yayına girip gün birincisi olan dizimiz ‘Paramparça’ üzerinden, özellikle bu başarıda büyük emeği olan Yönetmenimiz Altan Dönmez ve tüm ekip arkadaşlarımızın motivasyonlarını kırıcı ve gerçek dışı cümleler duymak, Endemol Shine Türkiye yönetimi tarafından bir açıklama yapmak zorunluluğu doğurmuştur. 300’ü aşkın, kendi konusunda profesyonel yeteneğin çalıştığı, neredeyse Türkiye’nin en pahalı setine sahip olan ‘Paramparça’ veya diğer yapımlarımızın setlerinde, şoföründen oyuncusuna birbirleri ile uyum içinde çalışamayan veya zamanla bu uyumu kaybedip, ekip ruhu dışına çıkan arkadaşlarımız her zaman olmuştur ve profesyonel çalışma hayatının doğası gereği olacaktır. Yüksek konsantrasyon ve ciddi disiplin gerektiren mesleğimizde, yaşanan bu gibi durumlarda bizlere düşen, ekip ruhunu zedelemeden, ekip motivasyonunu kaybetmeden, konuşarak, kişileri uzlaştırmaya çalışarak, sorunları çözmektir.

HASSAS KONULAR ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU YAPIYOR

Fakat Nurgül Yeşilçay’ın yaptığı açıklamalarla, özellikle set ortamımız, kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğumuz yönetmenimiz, başrol oyuncumuz ve tüm ekip arkadaşlarımız üzerinden, konuyu ülkemizin hassasiyeti tartışılmaz sorunları olan ‘kadın hakları’na, ‘anneliğe’, ‘mobbing’e bağlayarak bunu bir ‘algı değiştirme operasyonu’na çevirmesi tüm Endemol Shine Türkiye çalışanlarını derinden üzmüştür.

Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.

Saygılarımızla
Endemol Shine Türkiye


"Nurgül Yeşilçay ‏@nrglyslcy Mar 13
Bugün @armanayse la çok gerçek bi röp yaptık, "erkekliğini benim kadınlığım üzerinden… https://www.instagram.com/p/BC41BzWGmIc/ "



Source: sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman (Yazının tamamını okuyun)

Nurgül Yeşilçay'dan Erkan Petekkaya'ya 'Erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın!'


13.03.2016 Pazar
Başlık tam da buydu...


“Gerçek o kadar kötü ki... Konuşursam yer yerinden oynar!”

Nurgül, 11 yaşında çocuğu olan bekâr bir anne.
Erkan Petekkaya’nın iddialarına karşı daha fazla sessiz kalamadı, “Kolay lokma değilim” dedi ve her şeyi anlattı...

- En baştan anlatayım o zaman. Geçen sene, “Ben seninle sevgiliyi oynayamıyorum!”
"...Oyuncuyuz biz, n’olacak ki? Niye oynayamayacaksın ki?” O da, “Sen anlarsın!” demeye başladı..."

Ama adamda sürekli bir huzursuzluk, sürekli “Seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” deme hali.

“İnandırıcı olmaları için bu iki karakterin, el ele tutuşmaktan öteye geçmesi lazım. Artık öpüşsünler. Çünkü iki sevgili öpüşür...”

 Ama erkek başrol oyuncumuz istemiyor, o yüzden de öpüşülmüyor!
Dahası bana, “Ooo! Sen de ne meraklıymışsın öpüşmeye. Sen zaten alışkınsın böyle şeylere” falan diyor. Gayet çirkin, çiğ laflar.

Yönetmen var da, ‘yönetebilen’ biri yok!
Sonradan gelen genç arkadaşı da, erkek başrol oyuncusu yönetiyor! İşin aslı bu. Erkan Petekkaya ne söylese, yönetmenimiz gülüyor, kabul ediyor, onaylıyor.

“... aklınca beni incitmeye çalışıyor. Küçümsemeye, aşağılamaya çalışıyor. Ama yani sen, kendi erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın! Ben buna izin vermem! Yapamazsın...”

Kardeşim, benim 11 yaşında pırlanta gibi bir oğlum var. Senin ne hakkın var böyle konuşmaya... Sormaz mı oğlum bana, “Anne sen ne yaptın!” diye? Ne yapmışım ben! Nasıl bir çamur atmaktır bu.

Erkek ya, onun her şeye hakkı var.
Rejide küçücük bir kız hata yapmış, nasıl küfürler sıralıyor. Sette ağza alınmayacak küfürler ediyor, bağırıyor çağırıyor, o yönetmen denilen kişi de bunlara gülüyor.

Sete gidip, sekiz saat beklemeyi de bilmiyorum. Ama bu dizide öyle oluyordu. Arkadaş gelemiyordu. Onun için kanaviçe ye başladım. Çünkü zaman geçmiyor, bekle bekle...

REYTİNGLER DÜŞÜNCE ÇAMUR ATMASI GEREKİYORDU

“Özür dileyeceksin!” Resmen yapımcı şirket, ondan özür dile diye baskı yaptı. Dilemedim tabii, niye dileyeceğim ya!

Ne zaman oldu bu?
- En son olayda.

Lafa bakar mısınız?
“Ben bunu çöplükten çıkardım!”

Senin küfrettiğin oluyor mu?
- Asla! Bak, sette asla alkol almam. Bunun üstüne basa basa söylüyorum. Ve sette asla küfretmem. Ama bana birisi küfrederse... Ederim! E çünkü benim de bir tahammül sınırım var.

Yedigöller’deydik. Odadayım. Kendi kendime, “Sakin ol, son sahne! Dayan...” filan diyorum. Çağırdılar aşağıya, indim. Bunun kafa yine bir dünya. Oturmuş orada. Yönetmen dediğimiz adam da yanında.“Ben bunu var ya, çöplükten çıkardım!” dedi.
İçimden, “Ben bunun ağzını, yüzünü bir güzel dağıtsam” diye geçti ama sesimi çıkarmadım.
- Ben de içimden, “Madem istediğimiz her lafı istediğimiz gibi söyleyebiliyoruz senaryoda, ben de söylerim!” dedim. Laf geçiyoruz öncesinde. O şimdi okuyor, “Gülseren nasılsın?” dedi. Ben de cevap verdim. “İyiyim an...n a..!” Evet, yaptım! Beni o kadar delirtti ki söyledim! Sonra da mikrofonu çıkarıp, “Ben bu sahneyi çekmem!” dedim, gittim...


Petekkaya’nın, “Amma da meraklıymışsın!” demesi mobbing mi?
- Evet. Mobbing’in Allah’ı! Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı.

Yapım şirketi filan yok mu?
- Vaaar. Bu olaylar yaşanınca onlara gidip, “Ayrılmak istiyorum. O kadar erkek bir durum var ki ortada. Adam, her şey benim istediğim şartlarda olacak demeye getiriyor” dedim...

Onlar ne dedi?
- Dinlediler ve “Sette olanları konuşursan, magazinci arkadaşlarımız var. Senin için iyi olmaz!”

- Çünkü ben çıktım, dizinin reytingi 5’e düştü. Oysa öldüğüm bölüm 9.5 reyting almıştı.

Dibinde yatan mesele star kıskançlığı olabilir mi?
- Ayşecim hayır ya. Tamamen erkeklik egosu! Bu ülkede her alanda, her sektörde yaşıyoruz bunu. O yüzden kadın yönetmen çeksin istedim, tatlı tatlı yapalım işimizi...


“Sebebini açıklarsam yer yerinden oynar!” dedikten sonra telefon açmadın mı?
- Yok ki öyle bir muhabbetimiz. Yapımı aradım, onlar da telefona çıkmadı.


Source: http://odatv.com/nurgul-yesilcay-kavgasi-mahkemeye-tasiniyor-1303161200.html

13.03.2016 11:46

Erkan Petekkaya kavgası mahkemeye taşınıyor
İkilinin kavgasında dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye Yeşilçay'ı dava edeceğini duyurdu...


Paramparça dizisindeki eski rol arkadaşı Erkan Petekkaya'nın "Diziden ayrılış nedenini açıklarsam yer yerinden oynar" dediği oyuncu Nurgül Yeşilçay, Hürriyet'ten Ayşe Arman'a verdiği röportajla dikkatleri üzerine çekti. Yeşilçay, "Küçümsemeye, aşağılamaya çalışıyor. Ama yani sen, kendi erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın! Ben buna izin vermem! Yapamazsın" dedi.

Erkan Petekkaya geçen haftalarda Posta gazetesine verdiği bir röportajda Nurgül Yeşilçay hakkında "Onun diziden gitmesine hiç etkim yok. Öpüşme krizi vs. hepsi yalan, hedef şaşırtma! Ama gerçeği ben anlatmam. Gerekirse anlatırım, çok kötü olur. Gerçek bambaşka"demişti.

Nurgül Yeşilçay da cevap olarak bu gün Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman'a bir röportaj verdi.


Petekkaya'nın kendisine mobbing yaptığını söyleyen Nurgül Yeşilçay, "Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı. Türkiye'deki sorun da bu bence. Herkes her şeyi biliyor ama erkek dünyası ya, 'Erkektir, her şeyi yapmaya hakkı var!' ya, hele gücü de varsa, zorbalık yapsa da kimse sesini çıkarmıyor" ifadelerini kullandı.

Yeşilçay, "Erkek ya, onun her şeye hakkı var. Rejide küçücük bir kız hata yapmış, nasıl küfürler sıralıyor. Sette ağza alınmayacak küfürler ediyor, bağırıyor çağırıyor, o yönetmen denilen kişi de bunlara gülüyor" dedi.

DİZİNİN YAPIMCISINDAN AÇIKLAMA

Dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye ise Nurgül Yeşilçay'ı dava edeceğini duyurdu."Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz." denilen açıklamada şöyle denildi:

"‘Paramparça’ dizimizin 52 bölüm boyunca Erkan Petekkaya ile başrollerini paylaşan Nurgül Yeşilçay’ın, medya aracılığıyla yaptığı açıklamaları üzülerek takip etmekteyiz.

Her iki değerli sanatçımız da, ülkemizin yanında, uluslararası yayın kuruluşlarında da yüksek izlenme oranlarına ulaşan dizimizin başarısında yüksek paya sahiplerdir. Fakat burada asıl pay, gece gündüz demeden olağanüstü bir emek ve özveri ile çalışan, set işçisinden yönetmenine büyük ekip ruhundadır.

Türkiye’de 57. bölümü yayınlanan, dünyada onlarca ülkeye satışı gerçekleştirilen ve her gün yeni ülkelerde yayına girip gün birincisi olan dizimiz ‘Paramparça’ üzerinden, özellikle bu başarıda büyük emeği olan Yönetmenimiz Altan Dönmez ve tüm ekip arkadaşlarımızın motivasyonlarını kırıcı ve gerçek dışı cümleler duymak, Endemol Shine Türkiye yönetimi tarafından bir açıklama yapmak zorunluluğu doğurmuştur.

300’ü aşkın, kendi konusunda profesyonel yeteneğin çalıştığı, neredeyse Türkiye’nin en pahalı setine sahip olan ‘Paramparça’ veya diğer yapımlarımızın setlerinde, şoföründen oyuncusuna birbirleri ile uyum içinde çalışamayan veya zamanla bu uyumu kaybedip, ekip ruhu dışına çıkan arkadaşlarımız her zaman olmuştur ve profesyonel çalışma hayatının doğası gereği olacaktır. Yüksek konsantrasyon ve ciddi disiplin gerektiren mesleğimizde, yaşanan bu gibi durumlarda bizlere düşen, ekip ruhunu zedelemeden, ekip motivasyonunu kaybetmeden, konuşarak, kişileri uzlaştırmaya çalışarak, sorunları çözmektir.

Dizimize katkısını kuşkusuz hiçbir zaman sorgulamadığımız başrol oyuncularımız Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay arasında yaşanan ve maalesef çarpıtılarak medyaya yansıyan bir olay sonrasında, Nurgül Yeşilçay ile görüşerek, kendisinin de kabulü ile ‘Paramparça’sözleşmesini yenilememe kararı aldık. Başarılı bir yapım sürerken bu kararı almak bizim için ne kadar zor olsa da, her iki değerli oyuncumuz arasında yaşananlara, kim haklı veya haksız bakmadan, tüm ekip arkadaşlarımızın emeği ve kazanımları açısından değerlendirdik.

Fakat Nurgül Yeşilçay’ın yaptığı açıklamalarla, özellikle set ortamımız, kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğumuz yönetmenimiz, başrol oyuncumuz ve tüm ekip arkadaşlarımız üzerinden, konuyu ülkemizin hassasiyeti tartışılmaz sorunları olan ‘kadın hakları’na, ‘anneliğe’, ‘mobbing’e bağlayarak bunu bir ‘algı değiştirme operasyonu’na çevirmesi tüm Endemol Shine Türkiye çalışanlarını derinden üzmüştür.

Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.

Saygılarımızla

Endemol Shine Türkiye"

ERKAN PETEKKAYA'DAN AÇIKLAMA


Sosyal medyadan açıklama yapan Erkan Petekkaya ise iddialara şu yanıtı verdi;

Nurgül Yeşilçay'ın açıklaması üzerine zorunlu açıklamam: Her kelimesi düşünülmüş, tasarlanmış, Türk insanın yumuşak karnı neresi ise oradan vurmayı hedeflemiş yalan ve iftiralarla dolu röportajı okudum. Erkekliğimi bugüne kadar kimse üzerinden taçlandırmadığım gibi, taçlanacak durumun ‘cinsiyet' değil 'insanlık' olduğuna inananlardanım.

"'BANA ASILDI BEN YÜZ VERMEDİM' İMASI..."

Set ortamında kadın erkek yoktur 'oyuncu' vardır. Ama her şeyden öte olunması gereken şey, 'insan'dır. Mertlik de, 52 bölüm sonra diziden disiplinsizlikleri ve çirkin davranışları sebebiyle gönderildiğinde, beyaz gömleğini giyip, 'bu adam bana mobbing uyguladı'dan başlayıp, laf aralarında dizinin reytinginin düştüğünün altını çizip, 11 yaşında erkek çocuğu annesi olmasından bağlayıp, sonucunda da 'aslında bana asıldı da ben yüz vermedim' imasına vardırmak ve tamamen kendisinden kaynaklı ayarsızlıklarını bir kadın hareketine dönüştürmek çabası değildir.

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

Bunlar diziden kovulduğu için sektör içinde yaşadığı hezimetin hastalıklı dışa vurumundan başka bir şey değildir. Ayrıca kadın erkek fark etmez benim de 12 yaşımda pırlanta gibi bir oğlum olduğunu, müthiş hassas ve düşünceli insan kisvesi imajına bürünmüş, demogojiler ve yalanlar üstünden kadınlığını kullanarak prim yapmaya çalışan bu insana hatırlatırım. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yaşananların şahitleri zaten konuşacak ve gerçek gün yüzüne çıkacak.

Kendimden emin olduğum için içim çok rahat, herkese iyi pazarlar. (Ayrıca şu an çalıştığım yapım firması Endemol Shine Türkiye ve oyuncu arkadaşlarım dışında, daha önce çalıştığım oyuncu arkadaşlarıma mesela Hatice Şendil'e, 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' adlı dizide oynadığım Ayça Bingöl'e, o dizinin kadın yönetmeni Zeynep Günay Tan'a, aynı tastan çorba içtiğimiz tüm set çalışanlarına, bugüne kadar çalıştığım yapımcı firma sahiplerine fikirlerini sorduğunuzda benim sektördeki duruşumu size anlatacaklardır. Denize düşmüş yılana sarılmış Nurgül Yeşilçay'ın çirkef ve yalan sözleri ile beni yargılamayın. Emin olun gerçeği göreceksiniz).

Source: Odatv.com


Source: www.kozanbilgi.net/endemol-shine-turkiye (Yazının tamamını okuyun)

17 Aralık 2015 Perşembe 18:22

…İki sezondur Türkiye’nin en çok izlenilen dizisi olan ‘Paramparça’ ile ilgili özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada yer alan haberler nedeniyle izleyicileri bilgilendirmek açısından bir açıklama yapmak ihtiyacı doğmuştur.’

“Paramparça” dizisiyle ilgili yapım şirketinden açıklama…
“İki sezondur Türkiye’nin en çok izlenilen dizisi olan ‘Paramparça’ ile ilgili özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada yer alan haberler nedeniyle izleyicileri bilgilendirmek açısından bir açıklama yapmak ihtiyacı doğmuştur.Yapım şirketi Endemol Shine Türkiye’nin, sevilen dizisinin başrol oyucularından Nurgül Yeşilçay ile bir sorunu olmadığı gibi, Yeşilçay’ın da yapım şirketi ile bir anlaşmazlığı bulunmamaktadır.Sezon başında planlanan Paramparça’nın senaryo örgüsü kendi kurgusu dahilinde ilerlemektedir.Tüm ilişkiler, yapımcı şirket ve oyuncu arasındaki sözleşme çerçevesinde ve büyük bir işbirliği içinde yürütülmektedir.
Saygılarımızla İpek Durkal Endemol Shine Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü”






İlginç bir tartşma....
Haber gördükçe ekleyeceğim.





Sunday, March 13, 2016

#kültür ve #konut bağlamı

Kültür ve konut bağlamı

Şu sıralar çokça duyduğumuz bir kavram. Eskisi gibi de değil. Şimdi hepimizi ilgilendiriyor. Bir şekilde hepimiz yeni yaşam alanlarında yaşıyoruz.
Konut, ev kavramı inşaatları yapanlar için sadece parayı ifade ediyor günümüzde. Fakat yapılan konutlar bir şekilde toplumun psikolojisini, ev kavramını, huzurunu belirliyor. Farklı kültürler, farklı evlere ihtiyaç duyuyorlar.
Küçük evim olsun, benim olsun Türkiye'de yaşayan hiç bir kültür grubuna ait bir kavram değil. Yeni marketing çalışmalarının zorladığı bir kavram. Bu da bizi yabancılaştırıyor. Sinirli, özverisiz insanlar haline geliyoruz. Ben merkezli. Bana yetecek kadar.
Toplu konutlarda bu daha da önemli bir hal alıyor. Çünkü konut bu noktada tercih olmaktan çıkıyor. Size zorla verilmiş oluyor. Çok iyi bir şey. Toplu konuta karşı değilim.
Dikkatten kaça bir konuya yoğunlaşmamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Köylerde evleri halk kendisi yapar. Yöresel olarak evler incelendiğinde eğitilimiş bir göz evlerde farklılıklar görür. Güneydoğu evlerinde cam yapılacakmış gibi içeri giren, hanımların saksılarını, yapma bitkilerini koydukları alanlar vardır ev duvarlarında. Bu kendi yaptıklarıdır. Satın almamışlar. Kendi ihtiyaçlarına göre dizayn etmişlerdir.
Bir diğer Güneydoğu özelliği çok sayıda misafir ağırlamalarıdır. Evde çok kalabalık yaşamalarıdır. Bu nedenle küçük bir salon onlar için yeterli olmayacaktır. Küçük yatak odaları çocuklar için uygun olmayacaktır.
Sürekli misafir için yemek pişen bir evde dar bir mutfak hiç hoş olmayacaktır.
Sıkılacaklar, verdiğiniz hediye ile kötü olacaksınız. Bu iki tarafı da üzecek bir konu olarak gündeme gelecek. Ve bilmeyenler bedava ev aldılar ama beğenmiyorlar diyecekler.
Kültür konut yapımında da önemlidir. Karadenizlinin ev ihtiyacıyla, Egelinin ev ihtiyacı, Güneydoğulunun ev ihtiyacı aynı değildir.
Odaların tavan yükseklikleri farklı istenir. Ev zeminleri bazı bölgelerde özellikle taş istenirken, bazı bölgelerde taş kullanışsızdır o kültür için.
Kültür iki ilçe için bile farklılık gösterebilir.
Lütfen modern evler yapacağız, bedava vereceğiz diye kimsenin hoşlanmayacağı, sizden nefret edilmesine neden olacak yapılar yapmayın. İnsanların aile yaşamlarını, kültürlerini bozmayın. İhtiyaçlarına, kültürlerine göre ev yapın.
Bu özveri size daha mutlu bir toplum kazandırır.



Doğu'daki yeni evler nasıl olacak? Bakan Özhaseki açıkladı.

Source: http://www.ahaber.com.tr/ekonomi

tarik: 13.11.2016
"Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki
“Taleplerle geleneksel detaylara yer veriyoruz. ‘Damda yatıyoruz’ dediler. Balkonları büyüttük. Salça kaynatacak yer yapıyoruz” dedi.
Halkın talepleri doğrultusunda evlerde "geleneksel detaylar"a da yer verileceğini, evlerde "damda yatma", "salça kaynatma", "tavuk yetiştirme" ve "taziye alanı" gibi unsurları dikkate aldıklarını ifade etti.
"Zarar gören şehirlerde altyapı ve sosyal donatı alanlarıyla birlikte 36 bin konut yapılacak. Sur dışındaki yerlerde bütün işlerimizi en geç 1 yıl içerisinde bitiririz. Sur'da çalışmaları 2 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz" dedi.
Özhaseki, Sur'da Diyarbakır'ın klasik evlerinin yapılacağını söyledi.
Bölgede, vatandaşın talebine göre ev yapacaklarını anlatan Özhaseki, "İdil'de, Nusaybin'de 'Evler tek katlı olsun, bizim tavuğumuz, ineğimiz var' dediler. Ahır koyduk projeye. Kimileri 'Damda yatıyoruz' dedi. Balkonları 25-30 metreye çıkardık, balkonda yatsın madem. Bunları yapınca evleri istediler. Orada şepit pişirecek kadın, salça kaynatacak, ona uygun yerler yapıyoruz" dedi."

Sunday, January 31, 2016

#herşeyasktan #sukruozyildiz #handedogandemir #film #movie

Her Şey Aşktan

Zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
Bu filmde eğlenmek için:
1) Art niyetli olmayın
2) Aşk / Komedi filmine geldiniz. Mantık aramayın.
3) Sevgilinizi iğnelemek için bir fırsat değil
4) Gülmek amacınız olsun
5) Rahatlayın

Aslında yukarıda yazdıklarımı her film için yapmalısınız. Fakat Türk filmlerinde biraz fazla eleştiri yapıyoruz.

Film ilk saniyeden itibaren başlıyor. Kaçırdığınız sahne önemsiz gibi görünsede film kurgusu çok iyi yapıldığı için filmdeki sahneler arası göndermeleri anlayamayabilirsiniz. Kızlara öğüt filmi olarak bakarsanız çok yanılırsınız. Hayatta değişim sadece kızlar için değildir.
İlişkide olması gerekeni, hayatımızda olması gerekeni Burak bir anda söyleyecek "güzel hatıralar biriktirin". bu gibi sahneleri kaçırmak istemiyorsanız filme değer verin derim. Uzun süredir izlediğim "Romantik Komedi"den sonraki en iyi Romatik/Komedi filmi olmuş. Verilmek istenen herşey abartılmadan yerli yerinde kullanılmış. Güzel öğütler. Güzel gülümseler ve bolca kahkaha var. Önemlisi film +13 bile değil. Şimdiki çizgi filmler daha aşırı. Bu da film için artı bir puan.
Metafor olarak kullanılan dövüş sahnesi güzel bir düşünce. Pelin'in Burak'ı sevdiğini anlayınca Boks eldivenlerini düşürmesi de bir matafor. eğer dikkat etmezseniz sadece 2 saniyelik bir sahne. ama anlamı büyük. Aşık olunca insanlar karşılıklı olmayı bırakır. Dövüşmeyi bırakır. Ben diye düşünmeyi bırakır.
Soruları filmden sonra hatırlıyor musunuz? İlker'in cevaplarını verenler size uyuyorsa daha çok kat edecek yolunuz var. Burak'ın cevapları sizin cevaplarınızsa işte filmin sonundaki çift sizsiniz demek ki.
Fark edeceksiniz ki, Aşk insanı gülümsetiyor. Ve aşk yüzünden sevgiliniz yanında daha çok gülüyorsunuz.

Güzel şeyler paylaşmış "Her Şey Aşktan".

TEŞEKKÜRLER


beyazperde.com
"Bir alışveriş merkezinde çalışan Pelin (Hande Doğandemir) hayatının aşkı, aynı zamanda bir playboy olarak tanınan İlker (Mithat Can Özer) tarafından evlilik hazırlığındayken aldatılır. Bir anda Pelin’in dünyası başına yıkılır. Zavallı Pelin’e yaşadığı hayal kırıklıkları ve intikam dolu serüveninde, yakışıklı bir rock davulcusu olan Burak (Şükrü Özyıldız) yol arkadaşlığı yapacak ve hayatını değiştirecektir. Pelin'e en mutsuz olduğu anda yol gösteren rock grubunda davulcu, doğa tutkunu, yakışıklı Burak'la yaşadıklarını izlerken çok etkileneceksiniz… Çünkü hayat plan yaparken yaşadıklarındır ve aşkın içinde tutku, kavga, gurur biraz da intikam vardır" from www.sinemalar.com

http://www.herseyasktanfilm.com/

Hande Doğandemir,
Şükrü Özyıldız,
Mithat Can Özer,
Özcan Deniz,
Hakan Meriçliler,
Bala Atabek,
Lale Başar,
Dilşad Şimşek,
Öznur Serçeler,
Evrim Doğan,
Sertaç Akkaya,
Hakkı Ergök
from tr.wikipedia.org





Soundtrack