Friday, March 21, 2014

Kurt Seyit ve Şura #kurtseyit #sura #nerminbezmen #FarahZeynepAbdullah #bradpitt #legendsofthefall

Kurt Seyit ve Şura


http://guncelhaber2014.blogspot.com.tr/2013/08/kurt-seyt-shura-kitap-ozeti-nermin.html

Kitabın Adı: Kurt Seyt & Shura
Kitabın Yazarı: Nermin Bezmen
Kitabın Karakterleri: Kurt Seyt, Mürivet, Emine, Leman, Fikriye, Necmiye, Yorgo, Şükran, Aziz Çavuş, Yahya, Mehmet Bey, Osman Bey, Baba Eminof, Tomas, Gazi Mustafa Kemal, Sabahattin,


- ÖZET -
1924 Baharında Kurt Seyt Shura’ dan ayrılır ve Muraka’sı (Mürivet) ile yeni bir hayata başlar. İstanbul’da Beyoğlu’nda Kırım Lokantası adında bir işletmeyi çalıştırmaya başlar. Kurt Seyt ve karısı Beyoğlu’nun bu canlı, cıvıl cıvıl hayatına ayak uyduramamaktadır. Eşi hamile kalır doğum zamanına yakın eşinin annesi Emine evlerine taşınır. Evdeki çatışma artar. Aileye Leman isminde bir kız çocuğu katılır. doğum ile birlikte evde kendini terk edilmiş hisseden Kurt Seyt bir süre evden uzaklaşır. Mürivet bazen kendisi bazen Kurt Seyt’in akrabaları yolu ile kocasını bulur, evine döndürür.
Kaynak: http://guncelhaber2014.blogspot.com.tr/2013/08/kurt-seyt-shura-kitap-ozeti-nermin.html#ixzz2wdotKgTf
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kurt_Seyit_ve_%C5%9Eura_(dizi)



Legends of the Fall

http://en.wikipedia.org/wiki/Legends_of_the_Fall


http://www.imdb.com/title/tt0110322/
Legends of the Fall is a 1994 American epic drama film directed by Edward Zwick and starring Brad Pitt, Anthony Hopkins, Aidan Quinn, Julia Ormond, and Henry Thomas. Wikipedia

Release date: January 13, 1995 (USA)

Director: Edward Zwick

Story by: Jim Harrison

Awards: Academy Award for Best Cinematography, Bronze Wrangler for Theatrical Motion Picture

Screenplay: Susan Shilliday, William D. Wittliff



Neden Legends of the fall?

Dizinin reklamlarını gördüğüm ilk gün bu filmi anımsadım. Reklamlara dikkat ettikçe olay örgüsünün çok benzeştiğini hissettim. Neden hissettim diyorum. Çünkü olay örgüsü paralel gitse de aynı değil.
Seyit (Kıvanç Tatlıtuğ) savaşa gitmeden önce evde yaşadığı olaylar, Tristan (Brad Pitt) ın da evde yaşadığı olaylarla paralellik gösteriyor. Ama Tristan o kadar şaşalı bir balo salonu görmüyor.

"Sick of the betrayals the United States government has perpetrated on the Native Americans, Colonel William Ludlow retires to a remote part of Montana with One Stab, a Cree friend, where they build a ranch. Accompanying them are hired hand Decker; Decker's Cree wife, Pet; and their daughter, Isabel Two. Ludlow's wife, Isabel, does not adapt to the harsh winters and moves to the East Coast.
Ludlow has three sons: Alfred, the eldest, is responsible and cautious; Tristan is wild and well versed in American Indian traditions; Samuel, the youngest, is educated but naive and constantly watched over by his brothers.
At age 12, Tristan touches a sleeping grizzly bear. The bear awakens and slashes at Tristan, injuring him, but he stabs at the bear's paw and cuts off a claw.
As the boys grow up, Samuel returns from Harvard with his fiancée, Susannah Fincannon. She finds Tristan captivating but loves Samuel. Before they can marry, Samuel tells his family that he is leaving for Calgary to join the Canadian Expeditionary Force and aidBritain in the fight against Germany. Much to their father's displeasure, Alfred and Tristan also depart."
Source:  http://en.wikipedia.org/wiki/Legends_of_the_Fall

Aslında en çok benzerlik olan noktalar Tristan'ın sevdiği kızı Samuel alıyor.
Seyit in sevdiği kızı da Birkan Sokullu (Petro Borinsky) alacak gibi görünüyor.

Seyit te savaş sırasında sevdiği kızdan koparılıyor. Tristan da.

legends of the fall u izlemeden karakter yapılanmasının benzerliğini, olayların paralelliğini anlamanız gerçekten güç.

Dizi gittikçe yapısal olarak legends of the fall a yaklaşıyor.

Eğer Seyit te aşkının başkasıyla evlendiğini görüp Tristan gibi dağılır ve bir süre boş gezip sonra başka bir kızla evlenirse...
Ve başka kızla evlenmesine rağmen Petro nun oyunlarından tıpkı Tristan ın Samuel in oyunlarından kurtulamadığı gibi kurtulamayıp evlendiği kız da ölürse...

Olay döngüsünün ne kadar birbirlerine yaklaştığını ve Legends of the fall filminin "benzeri" "paraleli" "yapısal olarak aynısı" dizisini izlediğinizi fark edeceksiniz.

Filmi izleyin ve kararı kendiniz verin.




Thursday, March 13, 2014

#seçim #yorum #gülsebirsel #çalış





http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/25996982.asp
by Cengiz Semercioğlu

"Sertab Erener, sevgilisi Demir Demirkan’la birlikte bir süredir Chicago’da yaşıyor.
Oraya yerleştiler.
Buradan uzak kalmak istediler...
Zaten burada da birlikte eve kapanıp müzik yapıyorlar, felsefe, hayat tartışıyorlardı uzun uzun...
Bu hayatlarını Chicago’ya taşıdılar şimdi...
Birlikte konserlere gidiyorlar...
Yeni albüm çalışıyorlar...
Müzikal hazırlıyorlar...
Müzikal yönetmeni ve yazarı David Bell’le buluşup, müzikal konusunda fikirler alıyorlar..."



Değişik bir yorum:
Sanırım bu ülke sadece fakirlerin ülkesi. Sonuçta parası olan sıkışınca yurtdışına çıkıyor. Gelen hükümetler aynı kanunlarla geliyor. Aynı kanunlarla gidiyorlar. Varsın ki, medya size tamamen kapalı olsun. Sokak sokak dolaşın, derdinizi anlatın. Bir çok genç insanın sokaklara dökülmesi ve polisle karşı karşıya gelmesindense, meşru yollarla, sokak sokak dolaşın. Kendi inandığınız insanları muhtar, belediye başkanı, milletvekili seçin. Muhtar adayına mahallem için ne yapacaksın diye sorun.
Ben iki muhtar adayıyla karşılaştım şu ana kadar ve sordum ne yapacaksın gelince?
Devlet muhtara bir yetki vermiyor ki dedi ikisi de. E o zaman neden aday oluyorsun? Pankart astırmışsın. İyi hizmet edeceğim diyorsun. Mahallemdeki fakiri bulacak mısın? Sokaktaki başı boş hayvanlara ne yapacaksın? Çocukların okul çıkışlarında çevresini saran satıcılar senin için önemli mi? Boş arazilerdeki çukurlar ne olacak?
Pazarda bir sürü kadın alış veriş yapanların ellerine muhtar adayının resmini tutuşturuyor.
demek ki insanlara tek tek derdini anlatabilirsin. Tembellik etmeyin. TV'de 70 milyon un sizi izleyeceğini mi sanıyorsunuz? Her bir aday, her bir oy önemli ise. Biraz yürüyün. biraz vizyonunuz olsun.
Boşuna yürümeyin gençler. Boşuna ölmeyin. Ölen asker de, ölen polis de, ölen çocuk da aynı ülkede yaşıyor.
1 saat gaza karşı yürümek tembellik. Zor görünce yurt dışına çıkmak "aydın olmak" değil.
Balık hafızalarınız bu ülkede bizimle kazanılan parayı başka ülkeye gidip harcayanları unutmamalı. kim burada, kim değil hepimiz not etmeliyiz bir kenara.
Biraz çalışın.
Sanırım çocukların okuduğu sabah marşını tüm seçilmek isteyenler içinden sık sık okumalı.

ÇALIŞIN. ÇALIŞIN. ÇALIŞIN.

Çalışın diyorum da...

Biz fakirlerin ülkesi olan Türkiye'yi seviyorum.

Ben bugün olanları unutsamda google unutmayacak