Friday, March 25, 2016

#eğitim #kadın #gelecek #metro da #oku


Kadın, eğitim, gelecek


















Bazen bir şey yazmanıza gerek yoktur.

Key words: Kadın, Gelecek, Çocuk, Eğitim, Anne, Nesil



Kadınlara kendini savuma dersleri

Nasıl bir medya istersiniz? ****



Thursday, March 24, 2016

İki Teker Dünyasının En Sevilen Motorcuları ve Onların Seyahatleri - Dikkat! Örnek Alınabilecek Davranışlar! - Ofpof

İki Teker Dünyasının En Sevilen Motorcuları ve Onların Seyahatleri - Dikkat! Örnek Alınabilecek Davranışlar! - Ofpof:



'via Blog this'



Gönderiye sayfaki yorumlar: 

"Bulent Kocoglu ·
AnkaraBu listede yer alan Levent Koçoğlu bizzat öz be öz kardeşim olur. Bunun çıktığı tur hüsranla bitti. 1- Seyahatinden psikolojik/psikiatrik travmalarla döndü. Seyahat süresince yaşadığı yalnızlıklar , geride kalanların ona düşman olduğu , sevmediği, tuzak kurdukları gibi bir düşüncelerle geldi..
2- Yanlış ve abartılı şeyler yazdı, gördüklerini , yaşadıklarını yalın bir şekilde yazmadı. Zorlu bir etapları geçemeyeceğini anladığında ve kamyon sırtında bu etapları geçti, ama bunu aman ha .. gizledi.
3-İşte benim hiç sponsorum yok , kendi gücümle bu tura çıktım vs.vs . nutukları attı. Ama, 1. madde tespitindeki birileri yolda harcaması için western union la gönderiği dolarları söylemedi. Biriside çıkıp, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormadı.
4-Motorunun üzerine güncel isimleri .Ne bileyim tecavüz magduru kadınları, ölen veya öldürülen motorsiklet gezgincilerini yazdı. Sonra akşam restauranta oturup 200 dolarlık şarabın dibine vurdu.. Halbuki ,bu para ile,bu ismini yazdığın insanların ailelerine maddi yardımda bulunabilirdi.
5- Siyasi konulara girdi,Seçim zamanı geldiğinde , ben teee oralardan oy atmak için geldim , nutukları , söylemlerinde bulundu,Ama, seçim günü pazar sabahı oyunu kullanmadan uçağa atladı gitti . EĞER BÖYLE TURA ÇIKACAKSANIZ ÇIKMAYIN , KENDİNİZİDE AİLENİZİDE REZİL ETMEYİN
Beğen · Yanıtla · 6 saat
Melih Demir ·
LİDYA KONSERVECİLİK'Da çalışıyor
diğerleri tamam da Tolga Başol sadece kendine süren biri.
Beğen · Yanıtla · 8 saat
Mustafa Sakallı ·
Siperlik'Da Arge MühendisiKTS 6 numarada olsa da gönüllerde hep 1 numara"

Baraj Göllerinin Altında Kalan 12 Batık Şehir | Neredekal.com

Baraj Göllerinin Altında Kalan 12 Batık Şehir | Neredekal.com:



'via Blog this'



Doğal olaylardan dolayı su altında kalan antik şehirler bir yana dursun insan eliyle batırılan şehirler son dönemlerde iyice artıyor. Türkiye nehirler ve ırmaklar yönünden zengin bir coğrafyaya sahip. Bu nehirlerin sularını hem tarımsal faaliyetlerde hem de enerji üretiminde kullanabilmek için yapılan barajların bulunduğu yerlerdeki köyler ve antik şehirler suların altında kalmaya devam ediyor. Sular altında kalarak yok olan bu şehirler bir yerde içimizi sızlatsa da bir yerde turizme kattığı hareketlilikle yıl boyunca ziyaret ediliyor.

Monday, March 21, 2016

Antropoloji okumak, antropolog olmak | About ethnography, research & insight

Antropoloji okumak, antropolog olmak | About ethnography, research & insight: " Antropoloji eğitimi gören kişilerin kafalarındaki en önemli soru, iş hayatında bu formasyonlarını nasıl kullanacaklarıdır. Çok az antropolog aldığı eğitimle paralel işlerde çalışabilme şansına sahiptir. Bundan dolayı akademisyenlik antropologların formasyonlarını kullanabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri “vaha” olarak görülür. Daha doğrusu, görülürdü. Bilimsel araştırmanın yapılabildiği yegane vahalar akademiydi. Fakat, son yıllarda bir çok şey değişti."


'via Blog this'



"Ayağı çamurlu olan bir antropolog yazmasını bilmiyorsa, ayağındaki çamur sadece üstüne başına dikkat etmeyen hırpane bir turistin üzerindeki pisliktir. Bu çamuru akademik formasyona büründürmek ancak ve ancak çok sağlam bir yazma yeteneği ile mümkündür. Bu konuyla ilgili daha sonra başka bir yazı daha hazırlayacağım."
Yrd. Doç. Dr. Özgür Dirim Özkan

Monday, March 14, 2016

#NurgülYesilcay #ErkanPetekkaya #Paramparca

#NurgülYesilcay #ErkanPetekkaya #Paramparca




Source: www.sabah.com.tr/magazin (Yazının tamamını okuyun)

Erkan Petekkaya'dan Nurgül Yeşilçay'a çok sert cevap

Giriş Tarihi: 14.3.2016 09:52 Güncelleme Tarihi: 14.3.2016 13:59

Oyuncu Erkan Petekkaya, Nurgül Yeşilçay'ın 'Mobbing' iddiaları üzerine çok sert bir açıklama yaptı.


Sosyal medyadan açıklama yapan Petekkaya şunları yazdı;

"Nurgül Yeşilçay'ın açıklaması üzerine zorunlu açıklamam: Her kelimesi düşünülmüş, tasarlanmış, Türk insanın yumuşak karnı neresi ise oradan vurmayı hedeflemiş yalan ve iftiralarla dolu röportajı okudum. Erkekliğimi bugüne kadar kimse üzerinden taçlandırmadığım gibi, taçlanacak durumun 'cinsiyet' değil 'insanlık' olduğuna inananlardanım.
Set ortamında kadın erkek yoktur 'oyuncu' vardır. Ama her şeyden öte olunması gereken şey, 'insan'dır. Mertlik de, 52 bölüm sonra diziden disiplinsizlikleri ve çirkin davranışları sebebiyle gönderildiğinde, beyaz gömleğini giyip, 'bu adam bana mobing uyguladı'dan başlayıp, laf aralarında dizinin reytinginin düştüğünün altını çizip, 11 yaşında erkek çocuğu annesi olmasından bağlayıp, sonucunda da 'aslında bana asıldı da ben yüz vermedim' imasına vardırmak ve tamamen kendisinden kaynaklı ayarsızlıklarını bir kadın hareketine dönüştürmek çabası değildir.
Bunlar diziden kovulduğu için sektör içinde yaşadığı hezimetin hastalıklı dışa vurumundan başka bir şey değildir. Ayrıca kadın erkek fark etmez benim de 12 yaşımda pırlanta gibi bir oğlum olduğunu, müthiş hassas ve düşünceli insan kisvesi imajına bürünmüş, demogojiler ve yalanlar üstünden kadınlığını kullanarak prim yapmaya çalışan bu insana hatırlatırım. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yaşananların şahitleri zaten konuşacak ve gerçek gün yüzüne çıkacak.
Kendimden emin olduğum için içim çok rahat. (Ayrıca şu an çalıştığım yapım firması Endemol Shine Türkiye ve oyuncu arkadaşlarım dışında, daha önce çalıştığım oyuncu arkadaşlarıma mesela Hatice Şendil'e, 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' adlı dizide oynadığım Ayça Bingöl'e, o dizinin kadın yönetmeni Zeynep Günay Tan'a, aynı tastan çorba içtiğimiz tüm set çalışanlarına, bugüne kadar çalıştığım yapımcı firma sahiplerine fikirlerini sorduğunuzda benim sektördeki duruşumu size anlatacaklardır.
Denize düşmüş yılana sarılmış Nurgül Yeşilçay'ın çirkef ve yalan sözleri ile beni yargılamayın. Emin olun gerçeği göreceksiniz).


Source: www.hurriyet.com.tr/erkan-petekkaya (Yazının tamamını okuyun)


'Erkan Petekkaya sette bana mobbing uyguladı' diyen Nurgül Yeşilçay'a Paramparça'nın yapımcısından cevap

Oyuncu Erkan Petekkaya'nın, Nurgül Yeşilçay'ın 'Paramparça' dizisinden ayrılmasıyla ilgili "Gerçek o kadar kötü ki...Anlatsam yer yerinden oynar" demesi ortalığı karıştırmıştı. Ayşe Arman'a konuşan Yeşilçay ise Erkan Petekkaya'nın kendise mobbing uyguladığını, yönetmenin ve yapımcının da buna ses çıkarmadığını söyledi.

13 Mart 2016 - 11:44:00


Nurgül yeşilçay'ın bu iddialarının ardından dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye bir açıklama yaptı:


Paramparça’ dizimizin 52 bölüm boyunca Erkan Petekkaya ile başrollerini paylaşan Nurgül Yeşilçay’ın, medya aracılığıyla yaptığı açıklamaları üzülerek takip etmekteyiz.
Her iki değerli sanatçımız da, ülkemizin yanında, uluslararası yayın kuruluşlarında da yüksek izlenme oranlarına ulaşan dizimizin başarısında yüksek paya sahiplerdir. Fakat burada asıl pay, gece gündüz demeden olağanüstü bir emek ve özveri ile çalışan, set işçisinden yönetmenine büyük ekip ruhundadır.
Türkiye’de 57. bölümü yayınlanan, dünyada onlarca ülkeye satışı gerçekleştirilen ve her gün yeni ülkelerde yayına girip gün birincisi olan dizimiz ‘Paramparça’ üzerinden, özellikle bu başarıda büyük emeği olan Yönetmenimiz Altan Dönmez ve tüm ekip arkadaşlarımızın motivasyonlarını kırıcı ve gerçek dışı cümleler duymak, Endemol Shine Türkiye yönetimi tarafından bir açıklama yapmak zorunluluğu doğurmuştur. 300’ü aşkın, kendi konusunda profesyonel yeteneğin çalıştığı, neredeyse Türkiye’nin en pahalı setine sahip olan ‘Paramparça’ veya diğer yapımlarımızın setlerinde, şoföründen oyuncusuna birbirleri ile uyum içinde çalışamayan veya zamanla bu uyumu kaybedip, ekip ruhu dışına çıkan arkadaşlarımız her zaman olmuştur ve profesyonel çalışma hayatının doğası gereği olacaktır. Yüksek konsantrasyon ve ciddi disiplin gerektiren mesleğimizde, yaşanan bu gibi durumlarda bizlere düşen, ekip ruhunu zedelemeden, ekip motivasyonunu kaybetmeden, konuşarak, kişileri uzlaştırmaya çalışarak, sorunları çözmektir.

HASSAS KONULAR ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU YAPIYOR

Fakat Nurgül Yeşilçay’ın yaptığı açıklamalarla, özellikle set ortamımız, kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğumuz yönetmenimiz, başrol oyuncumuz ve tüm ekip arkadaşlarımız üzerinden, konuyu ülkemizin hassasiyeti tartışılmaz sorunları olan ‘kadın hakları’na, ‘anneliğe’, ‘mobbing’e bağlayarak bunu bir ‘algı değiştirme operasyonu’na çevirmesi tüm Endemol Shine Türkiye çalışanlarını derinden üzmüştür.

Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.

Saygılarımızla
Endemol Shine Türkiye


"Nurgül Yeşilçay ‏@nrglyslcy Mar 13
Bugün @armanayse la çok gerçek bi röp yaptık, "erkekliğini benim kadınlığım üzerinden… https://www.instagram.com/p/BC41BzWGmIc/ "



Source: sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman (Yazının tamamını okuyun)

Nurgül Yeşilçay'dan Erkan Petekkaya'ya 'Erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın!'


13.03.2016 Pazar
Başlık tam da buydu...


“Gerçek o kadar kötü ki... Konuşursam yer yerinden oynar!”

Nurgül, 11 yaşında çocuğu olan bekâr bir anne.
Erkan Petekkaya’nın iddialarına karşı daha fazla sessiz kalamadı, “Kolay lokma değilim” dedi ve her şeyi anlattı...

- En baştan anlatayım o zaman. Geçen sene, “Ben seninle sevgiliyi oynayamıyorum!”
"...Oyuncuyuz biz, n’olacak ki? Niye oynayamayacaksın ki?” O da, “Sen anlarsın!” demeye başladı..."

Ama adamda sürekli bir huzursuzluk, sürekli “Seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” deme hali.

“İnandırıcı olmaları için bu iki karakterin, el ele tutuşmaktan öteye geçmesi lazım. Artık öpüşsünler. Çünkü iki sevgili öpüşür...”

 Ama erkek başrol oyuncumuz istemiyor, o yüzden de öpüşülmüyor!
Dahası bana, “Ooo! Sen de ne meraklıymışsın öpüşmeye. Sen zaten alışkınsın böyle şeylere” falan diyor. Gayet çirkin, çiğ laflar.

Yönetmen var da, ‘yönetebilen’ biri yok!
Sonradan gelen genç arkadaşı da, erkek başrol oyuncusu yönetiyor! İşin aslı bu. Erkan Petekkaya ne söylese, yönetmenimiz gülüyor, kabul ediyor, onaylıyor.

“... aklınca beni incitmeye çalışıyor. Küçümsemeye, aşağılamaya çalışıyor. Ama yani sen, kendi erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın! Ben buna izin vermem! Yapamazsın...”

Kardeşim, benim 11 yaşında pırlanta gibi bir oğlum var. Senin ne hakkın var böyle konuşmaya... Sormaz mı oğlum bana, “Anne sen ne yaptın!” diye? Ne yapmışım ben! Nasıl bir çamur atmaktır bu.

Erkek ya, onun her şeye hakkı var.
Rejide küçücük bir kız hata yapmış, nasıl küfürler sıralıyor. Sette ağza alınmayacak küfürler ediyor, bağırıyor çağırıyor, o yönetmen denilen kişi de bunlara gülüyor.

Sete gidip, sekiz saat beklemeyi de bilmiyorum. Ama bu dizide öyle oluyordu. Arkadaş gelemiyordu. Onun için kanaviçe ye başladım. Çünkü zaman geçmiyor, bekle bekle...

REYTİNGLER DÜŞÜNCE ÇAMUR ATMASI GEREKİYORDU

“Özür dileyeceksin!” Resmen yapımcı şirket, ondan özür dile diye baskı yaptı. Dilemedim tabii, niye dileyeceğim ya!

Ne zaman oldu bu?
- En son olayda.

Lafa bakar mısınız?
“Ben bunu çöplükten çıkardım!”

Senin küfrettiğin oluyor mu?
- Asla! Bak, sette asla alkol almam. Bunun üstüne basa basa söylüyorum. Ve sette asla küfretmem. Ama bana birisi küfrederse... Ederim! E çünkü benim de bir tahammül sınırım var.

Yedigöller’deydik. Odadayım. Kendi kendime, “Sakin ol, son sahne! Dayan...” filan diyorum. Çağırdılar aşağıya, indim. Bunun kafa yine bir dünya. Oturmuş orada. Yönetmen dediğimiz adam da yanında.“Ben bunu var ya, çöplükten çıkardım!” dedi.
İçimden, “Ben bunun ağzını, yüzünü bir güzel dağıtsam” diye geçti ama sesimi çıkarmadım.
- Ben de içimden, “Madem istediğimiz her lafı istediğimiz gibi söyleyebiliyoruz senaryoda, ben de söylerim!” dedim. Laf geçiyoruz öncesinde. O şimdi okuyor, “Gülseren nasılsın?” dedi. Ben de cevap verdim. “İyiyim an...n a..!” Evet, yaptım! Beni o kadar delirtti ki söyledim! Sonra da mikrofonu çıkarıp, “Ben bu sahneyi çekmem!” dedim, gittim...


Petekkaya’nın, “Amma da meraklıymışsın!” demesi mobbing mi?
- Evet. Mobbing’in Allah’ı! Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı.

Yapım şirketi filan yok mu?
- Vaaar. Bu olaylar yaşanınca onlara gidip, “Ayrılmak istiyorum. O kadar erkek bir durum var ki ortada. Adam, her şey benim istediğim şartlarda olacak demeye getiriyor” dedim...

Onlar ne dedi?
- Dinlediler ve “Sette olanları konuşursan, magazinci arkadaşlarımız var. Senin için iyi olmaz!”

- Çünkü ben çıktım, dizinin reytingi 5’e düştü. Oysa öldüğüm bölüm 9.5 reyting almıştı.

Dibinde yatan mesele star kıskançlığı olabilir mi?
- Ayşecim hayır ya. Tamamen erkeklik egosu! Bu ülkede her alanda, her sektörde yaşıyoruz bunu. O yüzden kadın yönetmen çeksin istedim, tatlı tatlı yapalım işimizi...


“Sebebini açıklarsam yer yerinden oynar!” dedikten sonra telefon açmadın mı?
- Yok ki öyle bir muhabbetimiz. Yapımı aradım, onlar da telefona çıkmadı.


Source: http://odatv.com/nurgul-yesilcay-kavgasi-mahkemeye-tasiniyor-1303161200.html

13.03.2016 11:46

Erkan Petekkaya kavgası mahkemeye taşınıyor
İkilinin kavgasında dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye Yeşilçay'ı dava edeceğini duyurdu...


Paramparça dizisindeki eski rol arkadaşı Erkan Petekkaya'nın "Diziden ayrılış nedenini açıklarsam yer yerinden oynar" dediği oyuncu Nurgül Yeşilçay, Hürriyet'ten Ayşe Arman'a verdiği röportajla dikkatleri üzerine çekti. Yeşilçay, "Küçümsemeye, aşağılamaya çalışıyor. Ama yani sen, kendi erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın! Ben buna izin vermem! Yapamazsın" dedi.

Erkan Petekkaya geçen haftalarda Posta gazetesine verdiği bir röportajda Nurgül Yeşilçay hakkında "Onun diziden gitmesine hiç etkim yok. Öpüşme krizi vs. hepsi yalan, hedef şaşırtma! Ama gerçeği ben anlatmam. Gerekirse anlatırım, çok kötü olur. Gerçek bambaşka"demişti.

Nurgül Yeşilçay da cevap olarak bu gün Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman'a bir röportaj verdi.


Petekkaya'nın kendisine mobbing yaptığını söyleyen Nurgül Yeşilçay, "Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı. Türkiye'deki sorun da bu bence. Herkes her şeyi biliyor ama erkek dünyası ya, 'Erkektir, her şeyi yapmaya hakkı var!' ya, hele gücü de varsa, zorbalık yapsa da kimse sesini çıkarmıyor" ifadelerini kullandı.

Yeşilçay, "Erkek ya, onun her şeye hakkı var. Rejide küçücük bir kız hata yapmış, nasıl küfürler sıralıyor. Sette ağza alınmayacak küfürler ediyor, bağırıyor çağırıyor, o yönetmen denilen kişi de bunlara gülüyor" dedi.

DİZİNİN YAPIMCISINDAN AÇIKLAMA

Dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye ise Nurgül Yeşilçay'ı dava edeceğini duyurdu."Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz." denilen açıklamada şöyle denildi:

"‘Paramparça’ dizimizin 52 bölüm boyunca Erkan Petekkaya ile başrollerini paylaşan Nurgül Yeşilçay’ın, medya aracılığıyla yaptığı açıklamaları üzülerek takip etmekteyiz.

Her iki değerli sanatçımız da, ülkemizin yanında, uluslararası yayın kuruluşlarında da yüksek izlenme oranlarına ulaşan dizimizin başarısında yüksek paya sahiplerdir. Fakat burada asıl pay, gece gündüz demeden olağanüstü bir emek ve özveri ile çalışan, set işçisinden yönetmenine büyük ekip ruhundadır.

Türkiye’de 57. bölümü yayınlanan, dünyada onlarca ülkeye satışı gerçekleştirilen ve her gün yeni ülkelerde yayına girip gün birincisi olan dizimiz ‘Paramparça’ üzerinden, özellikle bu başarıda büyük emeği olan Yönetmenimiz Altan Dönmez ve tüm ekip arkadaşlarımızın motivasyonlarını kırıcı ve gerçek dışı cümleler duymak, Endemol Shine Türkiye yönetimi tarafından bir açıklama yapmak zorunluluğu doğurmuştur.

300’ü aşkın, kendi konusunda profesyonel yeteneğin çalıştığı, neredeyse Türkiye’nin en pahalı setine sahip olan ‘Paramparça’ veya diğer yapımlarımızın setlerinde, şoföründen oyuncusuna birbirleri ile uyum içinde çalışamayan veya zamanla bu uyumu kaybedip, ekip ruhu dışına çıkan arkadaşlarımız her zaman olmuştur ve profesyonel çalışma hayatının doğası gereği olacaktır. Yüksek konsantrasyon ve ciddi disiplin gerektiren mesleğimizde, yaşanan bu gibi durumlarda bizlere düşen, ekip ruhunu zedelemeden, ekip motivasyonunu kaybetmeden, konuşarak, kişileri uzlaştırmaya çalışarak, sorunları çözmektir.

Dizimize katkısını kuşkusuz hiçbir zaman sorgulamadığımız başrol oyuncularımız Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay arasında yaşanan ve maalesef çarpıtılarak medyaya yansıyan bir olay sonrasında, Nurgül Yeşilçay ile görüşerek, kendisinin de kabulü ile ‘Paramparça’sözleşmesini yenilememe kararı aldık. Başarılı bir yapım sürerken bu kararı almak bizim için ne kadar zor olsa da, her iki değerli oyuncumuz arasında yaşananlara, kim haklı veya haksız bakmadan, tüm ekip arkadaşlarımızın emeği ve kazanımları açısından değerlendirdik.

Fakat Nurgül Yeşilçay’ın yaptığı açıklamalarla, özellikle set ortamımız, kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğumuz yönetmenimiz, başrol oyuncumuz ve tüm ekip arkadaşlarımız üzerinden, konuyu ülkemizin hassasiyeti tartışılmaz sorunları olan ‘kadın hakları’na, ‘anneliğe’, ‘mobbing’e bağlayarak bunu bir ‘algı değiştirme operasyonu’na çevirmesi tüm Endemol Shine Türkiye çalışanlarını derinden üzmüştür.

Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.

Saygılarımızla

Endemol Shine Türkiye"

ERKAN PETEKKAYA'DAN AÇIKLAMA


Sosyal medyadan açıklama yapan Erkan Petekkaya ise iddialara şu yanıtı verdi;

Nurgül Yeşilçay'ın açıklaması üzerine zorunlu açıklamam: Her kelimesi düşünülmüş, tasarlanmış, Türk insanın yumuşak karnı neresi ise oradan vurmayı hedeflemiş yalan ve iftiralarla dolu röportajı okudum. Erkekliğimi bugüne kadar kimse üzerinden taçlandırmadığım gibi, taçlanacak durumun ‘cinsiyet' değil 'insanlık' olduğuna inananlardanım.

"'BANA ASILDI BEN YÜZ VERMEDİM' İMASI..."

Set ortamında kadın erkek yoktur 'oyuncu' vardır. Ama her şeyden öte olunması gereken şey, 'insan'dır. Mertlik de, 52 bölüm sonra diziden disiplinsizlikleri ve çirkin davranışları sebebiyle gönderildiğinde, beyaz gömleğini giyip, 'bu adam bana mobbing uyguladı'dan başlayıp, laf aralarında dizinin reytinginin düştüğünün altını çizip, 11 yaşında erkek çocuğu annesi olmasından bağlayıp, sonucunda da 'aslında bana asıldı da ben yüz vermedim' imasına vardırmak ve tamamen kendisinden kaynaklı ayarsızlıklarını bir kadın hareketine dönüştürmek çabası değildir.

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

Bunlar diziden kovulduğu için sektör içinde yaşadığı hezimetin hastalıklı dışa vurumundan başka bir şey değildir. Ayrıca kadın erkek fark etmez benim de 12 yaşımda pırlanta gibi bir oğlum olduğunu, müthiş hassas ve düşünceli insan kisvesi imajına bürünmüş, demogojiler ve yalanlar üstünden kadınlığını kullanarak prim yapmaya çalışan bu insana hatırlatırım. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yaşananların şahitleri zaten konuşacak ve gerçek gün yüzüne çıkacak.

Kendimden emin olduğum için içim çok rahat, herkese iyi pazarlar. (Ayrıca şu an çalıştığım yapım firması Endemol Shine Türkiye ve oyuncu arkadaşlarım dışında, daha önce çalıştığım oyuncu arkadaşlarıma mesela Hatice Şendil'e, 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' adlı dizide oynadığım Ayça Bingöl'e, o dizinin kadın yönetmeni Zeynep Günay Tan'a, aynı tastan çorba içtiğimiz tüm set çalışanlarına, bugüne kadar çalıştığım yapımcı firma sahiplerine fikirlerini sorduğunuzda benim sektördeki duruşumu size anlatacaklardır. Denize düşmüş yılana sarılmış Nurgül Yeşilçay'ın çirkef ve yalan sözleri ile beni yargılamayın. Emin olun gerçeği göreceksiniz).

Source: Odatv.com


Source: www.kozanbilgi.net/endemol-shine-turkiye (Yazının tamamını okuyun)

17 Aralık 2015 Perşembe 18:22

…İki sezondur Türkiye’nin en çok izlenilen dizisi olan ‘Paramparça’ ile ilgili özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada yer alan haberler nedeniyle izleyicileri bilgilendirmek açısından bir açıklama yapmak ihtiyacı doğmuştur.’

“Paramparça” dizisiyle ilgili yapım şirketinden açıklama…
“İki sezondur Türkiye’nin en çok izlenilen dizisi olan ‘Paramparça’ ile ilgili özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada yer alan haberler nedeniyle izleyicileri bilgilendirmek açısından bir açıklama yapmak ihtiyacı doğmuştur.Yapım şirketi Endemol Shine Türkiye’nin, sevilen dizisinin başrol oyucularından Nurgül Yeşilçay ile bir sorunu olmadığı gibi, Yeşilçay’ın da yapım şirketi ile bir anlaşmazlığı bulunmamaktadır.Sezon başında planlanan Paramparça’nın senaryo örgüsü kendi kurgusu dahilinde ilerlemektedir.Tüm ilişkiler, yapımcı şirket ve oyuncu arasındaki sözleşme çerçevesinde ve büyük bir işbirliği içinde yürütülmektedir.
Saygılarımızla İpek Durkal Endemol Shine Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü”






İlginç bir tartşma....
Haber gördükçe ekleyeceğim.





Sunday, March 13, 2016

#kültür ve #konut bağlamı

Kültür ve konut bağlamı

Şu sıralar çokça duyduğumuz bir kavram. Eskisi gibi de değil. Şimdi hepimizi ilgilendiriyor. Bir şekilde hepimiz yeni yaşam alanlarında yaşıyoruz.
Konut, ev kavramı inşaatları yapanlar için sadece parayı ifade ediyor günümüzde. Fakat yapılan konutlar bir şekilde toplumun psikolojisini, ev kavramını, huzurunu belirliyor. Farklı kültürler, farklı evlere ihtiyaç duyuyorlar.
Küçük evim olsun, benim olsun Türkiye'de yaşayan hiç bir kültür grubuna ait bir kavram değil. Yeni marketing çalışmalarının zorladığı bir kavram. Bu da bizi yabancılaştırıyor. Sinirli, özverisiz insanlar haline geliyoruz. Ben merkezli. Bana yetecek kadar.
Toplu konutlarda bu daha da önemli bir hal alıyor. Çünkü konut bu noktada tercih olmaktan çıkıyor. Size zorla verilmiş oluyor. Çok iyi bir şey. Toplu konuta karşı değilim.
Dikkatten kaça bir konuya yoğunlaşmamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Köylerde evleri halk kendisi yapar. Yöresel olarak evler incelendiğinde eğitilimiş bir göz evlerde farklılıklar görür. Güneydoğu evlerinde cam yapılacakmış gibi içeri giren, hanımların saksılarını, yapma bitkilerini koydukları alanlar vardır ev duvarlarında. Bu kendi yaptıklarıdır. Satın almamışlar. Kendi ihtiyaçlarına göre dizayn etmişlerdir.
Bir diğer Güneydoğu özelliği çok sayıda misafir ağırlamalarıdır. Evde çok kalabalık yaşamalarıdır. Bu nedenle küçük bir salon onlar için yeterli olmayacaktır. Küçük yatak odaları çocuklar için uygun olmayacaktır.
Sürekli misafir için yemek pişen bir evde dar bir mutfak hiç hoş olmayacaktır.
Sıkılacaklar, verdiğiniz hediye ile kötü olacaksınız. Bu iki tarafı da üzecek bir konu olarak gündeme gelecek. Ve bilmeyenler bedava ev aldılar ama beğenmiyorlar diyecekler.
Kültür konut yapımında da önemlidir. Karadenizlinin ev ihtiyacıyla, Egelinin ev ihtiyacı, Güneydoğulunun ev ihtiyacı aynı değildir.
Odaların tavan yükseklikleri farklı istenir. Ev zeminleri bazı bölgelerde özellikle taş istenirken, bazı bölgelerde taş kullanışsızdır o kültür için.
Kültür iki ilçe için bile farklılık gösterebilir.
Lütfen modern evler yapacağız, bedava vereceğiz diye kimsenin hoşlanmayacağı, sizden nefret edilmesine neden olacak yapılar yapmayın. İnsanların aile yaşamlarını, kültürlerini bozmayın. İhtiyaçlarına, kültürlerine göre ev yapın.
Bu özveri size daha mutlu bir toplum kazandırır.



Doğu'daki yeni evler nasıl olacak? Bakan Özhaseki açıkladı.

Source: http://www.ahaber.com.tr/ekonomi

tarik: 13.11.2016
"Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki
“Taleplerle geleneksel detaylara yer veriyoruz. ‘Damda yatıyoruz’ dediler. Balkonları büyüttük. Salça kaynatacak yer yapıyoruz” dedi.
Halkın talepleri doğrultusunda evlerde "geleneksel detaylar"a da yer verileceğini, evlerde "damda yatma", "salça kaynatma", "tavuk yetiştirme" ve "taziye alanı" gibi unsurları dikkate aldıklarını ifade etti.
"Zarar gören şehirlerde altyapı ve sosyal donatı alanlarıyla birlikte 36 bin konut yapılacak. Sur dışındaki yerlerde bütün işlerimizi en geç 1 yıl içerisinde bitiririz. Sur'da çalışmaları 2 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz" dedi.
Özhaseki, Sur'da Diyarbakır'ın klasik evlerinin yapılacağını söyledi.
Bölgede, vatandaşın talebine göre ev yapacaklarını anlatan Özhaseki, "İdil'de, Nusaybin'de 'Evler tek katlı olsun, bizim tavuğumuz, ineğimiz var' dediler. Ahır koyduk projeye. Kimileri 'Damda yatıyoruz' dedi. Balkonları 25-30 metreye çıkardık, balkonda yatsın madem. Bunları yapınca evleri istediler. Orada şepit pişirecek kadın, salça kaynatacak, ona uygun yerler yapıyoruz" dedi."