Sunday, December 18, 2011

Türk kahveme dokunma - Figen BATUR - Hürriyet

Türk kahveme dokunma - Figen BATUR - Hürriyet:

'via Blog this'

"...
Bir bol köpüklü sade lütfen... Ama şeker değmiş kaşıkla bile karıştırılmasın olur mu?
Benimki az şekerli olsun şekerim ama soğuk suyla yap emi...
Ben de orta alayım ama kahvesi az olsun kızım... Kâbus gibiydi kahve yapmak!
Her seferinde de tepsiye dizilmiş fincanları bekler bulurdum. İçinde küçük kaşığıyla küçük cezve ocağın kısık gözüne sürülmüş, kahve kutusuyla şeker kavanozu tezgâha çıkarılmış olurdu. Annem cezve nerede, kahve nerede diye ikide bir sormayayım diye her şeyi önceden hazırlardı.
Ölçüye de kurallara da sıkı sıkıya uymak gerekiyordu, foyanız ortaya çıkardı hemen. Annem ‘unutma’ diye kulağımı bükerdi onlar gelmeden: Kahve yaparken soğuk suyu fincanla ölçüp cezveye koyacak, içine tepeleme bir kaşık kahve atacak, şekerli için tam, orta için yarım, az için kaşık ucuyla şeker ekleyip kısık ateşte pişireceksin...
Biliyorum diye lafını keserdim: Çok karıştırılmayacak, asla fokurdamayacak, kenarlardan kabarmaya başlayan nazlı gelin ne zaman ki ortada göbek atmaya başlar o zaman yarısı fincana alınacak, kalanı gene ateşe oturtulacak, hazret ikinci kez köpürsün diye beklenip fincana dökülecek... Yanında su getirilecek, kahvelerini aldıktan sonra lokum ya da çikolata tutulacak, tamam mı? Son uyarısı, ‘Dudak payını bırak’ olurdu hep.
..."

No comments:

Post a Comment